Cihat Kürkçüoğlu
22 Mayıs 2009
Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından son birkaç yılda Genel Müdür Sayın Yusuf Beyazıt’ın başlattığı vakıf eserleri restorasyon programı ile yurt genelinde yüzlerce yapı restore edildi. Cumhuriyet tarihimizde bir benzeri görülmemiş yoğunluktaki bu restorasyonlarla han-hamam-medrese-cami-çeşme-köprü türünde ata yadigarı yüzlerce kültür mirasımız yıkılmaktan kurtarıldı.
Bu program çerçevesinde ilimiz Şanlıurfa ve ilçelerinde de başta camilerimiz olmak üzere çok sayıda eser restore edildi.
Ancak köylerimizde köyün ortak mülkiyetinde bulunan ve vakıf eseri olmayan bazı önemli cami ve kervansaraylarımız bakımsızlıktan oldukça harap bir durumda bulunuyor.
Merkez ilçeye bağlı Çamurlu Köyü Camii ve Betik Köyü Camii, Bozova ilçesine bağlı Çar Melik köyündeki Çar Melik Camii ve Ağviran köyündeki Hüseyin Paşa Camii, Birecik İlçesi Kural Köyü (Asman) Camii, Halfeti İlçesi Saylakkaya köyünde eski bir kiliseden dönüştürülen İbrahim Halilullah Camii, Suruç İlçesi Çengelli (Alizera) Köyü Camii vakıf eseri olmadıkları için restore edilemeyen camilerimiz arasındadır.
Bunlardan biblo güzelliğinde olan ve şehirde dahi bir benzeri bulunmayan Çamurlu Köy Camii maalesef yıllardan beri kaderine terk edilmiş bir durumdadır. Kapısı penceresi olmayan, duvarları ve kubbesi çatlaklar içeren, döşemesinde yabani otlar bitmiş durumdaki bu caminin içerisinde koyunlar otlamaktadır.
Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde adından söz ettiği 17. Yüzyıl başlarından kalma Çar Melik Camii, kubbelerindeki yalıtım sorunları ve duvarlarındaki çatlaklar nedeniyle yıkılmak üzeredir. Caminin hemen yanı başındaki Çar Melik Kervansarayı ise yılların verdiği bakımsızlık sonucunda temellerine kadar yıkılmış bir durumdadır.
Roma dönemine ait bir yapı olan, ancak konumunun uygun olmasıyla Emeviler döneminde mescit olarak kullanıldığı düşünülen Betik Camii, uzun yıllar saman deposu olarak kullanıldıktan sonra kaderine terk edilmiştir. Bu tarihi yapı restore edilerek tekrar cami olarak kullanılması gerekirken hemen yakınına daha büyük masraflarla betonarme yeni bir cami yapılmıştır.
Diğer camilerin de durumları farklı olmayıp, köylülerin kısıtlı olanaklarıyla restorasyon ilkelerinden uzak bir biçimde bakımları yapılmaya çalışılmaktadır. Bu tarihi yapıların hemen tamamının köyün ortak mülkiyetinde olması, bakımları konusunda kaynak sorunu yaşanmasına neden olmakta ve önemli bir kısmı harap olmakla karşı karşıya bulunmaktadır
Harran ilçesine bağlı Han el-Ba’rür köyündeki Eyyubi döneminden kalma Han el-Ba’rür Kervansarayı da vakıf eseri olmadığı için kaderine terk edilmiş bir durumdadır. Güneydoğu Anadolu bölgesinde Ortaçağ’dan kalma tek kervansaray olan ve Şanlıurfa’nın Harran-Soğmatar turizm kuşağında yer alan bu önemli kervansarayın restore edilerek turizme kazandırılması gerekmektedir.
Tüm bu yapıların düzenli bir biçimde bakım ve restorasyonlarının yapılabilmesi için köy ortak mülkiyetinden çıkarılıp Vakıflar Genel Müdürlüğü himayesine alınması gerektiğine inanıyorum. Bu konuda Şanlıurfa Vakıflar Bölge Müdürlüğümüzün gerekli girişimlerde bulunacağını umut ediyorum.
Ayrıca Köylere Hizmet Götürme Birlikleri ile İl Müftülüğümüzün konuyla acil olarak ilgilenmelerini diliyorum.
Şanlıurfa İl Genel Meclisi’nin Başkanı ve aynı zamanda Şanlıurfa Kültürel Mirası Koruma Derneği Başkanı olan değerli dostum Yük.Mim.Uğur Beyazgül’ün tarihi yapılara ve restorasyonlara verdiği önemi çok yakından biliyorum. Onun da bu konuya eğilerek İl Özel İdaresi olanaklarıyla ata yadigarı söz konusu yapılarımızın ayağa kaldırılmasına öncülük edeceğine inanıyorum.
Yasal Uyarı: Yayınlanan haberin tüm hakları URFAHIZMET.COMne aittir. Kaynak gösterilse dahi haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın