İbrahim Halil Okuyan
6 Ekim 2009
Bu hafta bir İngiliz casusunun hatıralarını okudum.
Kitabın adı:
“İngiliz Casusu Mr. Hempher’in Misyonerlik Faaliyetleri”
Bu kitabı okumanızı tavsiye ediyorum.
İsteyen internetten e-kitap olarak indirip okuyabilir.
Kitaptan bazı alıntılar yaptım.
1700’lü yıllar…
İngiliz Müstemlekeler(sömürgeler) Nezaretinin adamları köy köy dolanır, zeki ve dikkatli çocukları toplarlar.
Onları gölgesi Thames nehrine düşen, kalın duvarlı, sivri çatılı, kasvetli binaya kapatır, yoğun bir eğitime alırlar.
Önlerine çeşitli zarflar atar, bin türlü denemeden sonra on tanesini kenara ayırırlar.
Bunlar çevreye kolayca uyabilen ve ustalıkla rol yapabilen çocuklardır, öyle kılıklara girerler ki anaları görse tanıyamaz.
Okul görünüşte manastırı andırır ama erkekler molla gibi diz kırıp rahle başına otururlar, kızlar oynak birer rakkase olur, fettanlık üzerine ihtisas yaparlar.
Malum Britanya denilen yer senenin üç yüz günü sisle kaplı ıslak bir adadır ve ne tarafa yürüseniz karşınıza okyanus çıkar.
Uzak ülkelerdeki zenginlikleri hortumlayabilmek için titizlikle ajan yetiştirmeli, sağa sola yollamalıdırlar.
Hempher, İngiliz Müstemlekeler Bakanı’nın emri ile Mısır, Irak, İran ve hilafetin merkezi olan İstanbul’da casusluk faaliyetlerinde bulunmak için “Müslümanları aldatmak ve Hıristiyanlığa” hizmet için vazifelendirilmiş bir İngiliz misyonerdir.
İngiliz casusu Hempher ilk önce deniz yolu ile hilâfetin merkezi İstanbul’a gönderildi.
Ayni tarihte sekiz İngiliz casusu ise Mısır, Irak ve Hicaz’a gönderilmişti.
İngiliz casuslarına gerekli para, bilgi ve hatta ülkelerin haritaları dahi verilmişti.
Hempher’in İtirafları önce Alman, sonra Fransız basınında ortaya çıkmış ve önce Arapçaya sonra da İngilizce ve diğer dillere çevrilmiştir.
İtiraflarında özellikle İslamiyetçin içini boşaltma, yozlaştırma ve yolundan saptırma faaliyetlerinden bahseden casusun “Confessions of a British spy and British enmity against Islam “adlı belge ayrıca Vahabi hareketi nin gerçeklerini de ortaya koyuyor.
İngiliz Müstemlekeler Bakanlığı’nda görevli İngiliz asıllı Hempher isimli casus 1713 senesinde, Basra’da avladığı Necdli Muhammed’i senelerce aldattıktan sonra 1763 yılında, ( Vehabbi ) fırkasını birlikte ilân ettiler.
Hempher anlatıyor;
“Müstemlekeler Bakanlığı’nda göreve başlayınca bakan bana bir vazife verdi.
Bu vazifemi bir ticaret şirketinde görevli olarak ifa edecektim, ancak asıl vazifem Hindistan’ın büyük ve geniş topraklarına hâkim olmanın yollarını araştırmak olacaktı.
Hindistan ve bölgesinde bulunan diğer ülkelerden rahatsızlık duymuyorduk, çünkü bu ülkelerin insanları aç, sefil ve kültürsüz idiler.
Bizi en çok rahatsız eden Müslüman ülkelerdi.
Hasta adam ( Osmanlı Devleti ) ile lehimize olmak üzere bir kaç anlaşma yapmıştık.
Müstemlekeler Bakanlığı’nda görevli uzmanlar, hasta Osmanlı Devleti’nin ömrünün bir asırdan az olduğu inancındaydılar.
Bunun yanında ,İran ile de gizlice birkaç anlaşma yapmış ve bu iki ülkeye, mason yaptığımız devlet adamlarını yerleştirmiştik.
Rüşvet, kötü idare ve din bilgisi noksan idarecilerin güzel kadınlarla meşgul olmaları, bu iki ülkenin belini kırmıştı.”
İngiliz casusu Hempher devamla diyor ki :
“ Bizim görevimiz ikidir”.
1)Elimize geçmiş yerleri elimizde tutmağa çalışmak,
2)Elimize geçmemiş yerleri ele geçirmeğe çalışmak.
Hempher bu hatıralarında, kendisine verilen,”iki” devlet sırrının birisinden bahsediyordu.
Bu sırlardan ikincisi, İslami yıkma çalışmalarının esaslarını teşkil eden ve az sayıdaki casuslara gizli olarak verilen “İslamı Nasıl Yıkabiliriz?” kitabıdır.
Hempher hatıralarında, İslamiyet’i yok etmek için bu kitapta geçen planları bakınız nasıl anlatıyor:
1- Müslümanların arasında, ırkçılık, milliyetçilik taassubunu körükleyecek ve onların dikkatlerini, İslâmiyet’ten önceki kahramanlıklarına çekeceksiniz.
Mısır’da Firavunluğu, İran’da Mecusiliği, Irak’ta Bâbilliliği, Anadolu’da eski medeniyetleri ihya edeceksiniz.
2- Şu dört şeyi, gizli ve aşikâr yaymak lâzımdır: İçki, kumar, zina ve domuz eti.
Bu işi yapmak için, İslâm memleketlerinde yaşayan Hıristiyan, Yahudi, Mecusi ve diğer gayri Müslimlerden azamî derecede istifade edilecek.
3- Çıkardığımız meşgalelerle, Müslümanları din kitabı okumağa, dinlerini öğrenmeğe vakit bulamayacak hale getireceğiz.
4- Cihadın geçici bir farz olduğunu, vaktinin son bulduğunu telkin edeceğiz.
İslâm dinine ve İslam ahlâkına bağlı olan kimseleri kötületeceğiz.
Din terbiyesinin kaynağı olan aile yuvalarını yok edeceğiz.
Bunun için, müstehcen resimleri neşrederek, gençleri fuhşa, livâtaya, cinsî sapıklığa sürükleyeceğiz.
İslâm ahlâkını bozunca, İslâmiyet’i yok etmek kolay olur.
5- Müslümanlara; Peygamberin, İslâm’dan kastının herhangi bir din olduğunu ve bu dinin Yahudilik ve Hıristiyanlık da olabileceğini, sadece İslâm dininin olmadığı inancını aşılayacaksınız.
6- Müslümanları, ibadetlerinden uzaklaştırmaya çalışacak ve “Allah insanların ibadetlerine muhtaç değildir” diyerek, onları ibadetlerin faydaları hakkında tereddüde düşüreceksiniz.
7- Müslümanların inançlarına bidatler sokup, İslâmi gericilik ve terör dini olmakla itham edeceksiniz.
İslâm memleketlerinin geri kaldığını, sarsıntılara uğradığını söyleyecek ve böylece onların İslami olan bağlılıklarını zayıflatmış olacaksınız.
8- Çocukları babalarından uzaklandırıp, büyüklerinin dini terbiyelerinden mahrum kalmalarını sağlayacaksınız.
Onları, biz yetiştireceğiz.
Çocuklar babalarının terbiyelerinden koptukları an, dinden ve âlimlerden kopmağa mahkûm olacaklardır.
9- Örtünmek gerçek İslâmî bir emir değildi, diyerek kadınların soyunmasını sağlayıp sonra da, gençleri ona karşı tahrik edip, her ikisinin arasında beraberlik hâsıl olması için çalışacaksınız!
Müslümanlığı yok etmek için, bu iş, çok tesirlidir.
10- Her vesile ile camiye gidenler arasına kin ve düşmanlık sokarak, cemaat ile namaz kılmağı ortadan kaldıracaksınız.
11- Türbe yapmanın bidat olduğu gerekçesiyle, hepsinin yıkılması lâzımdır diyeceksiniz.
Ayrıca İslam büyüklerinin kabirleri hakkında, şüpheye düşürerek, onları ziyaret etmekten men edeceksiniz.
12- Seyitlerin, Peygamberlerin soyundan geldikleri hususunda insanlar tereddüde düşürülecek.
Seyitlerin diğer insanlarla karışmaları, kaybolmaları temin edilecek.
13- Bütün Müslümanlara hürriyetin önemini bahane ederek, “Herkes dilediğini yapabilir.
Emr-i bil-ma’rûf ve nehy-i anil münker ve İslâm ahkâmının öğretimi farz değildir” diyeceksiniz!.
Böylece İslamiyet’in emir ve yasaklarını ortadan kaldıracaksınız.
14- İslâm’ın yalnız Arapların dini olduğu fikri yayılacak.
Mahalli inançlar desteklenerek, İslâm’ın yayılması ve Müslüman olmayanlara öğretilmesi faaliyetleri önlenecek.
15- Hayır müesseselerinin sınırları daraltılacak.
Öyle olacak ki, kişi cami’, medrese ve bunlara benzer hayır kurumları yapamaz hâle getirilecektir.
16- Fıkıh kitapları saf dışı edilerek, dinin doğrudan Kur’andan öğrenilmesi için yönlendirme yapılacak.
Sonra, Müslümanları Kur’ân hakkında şüpheye düşürecek ve içinde noksanlık ve fazlalık bulunan tahrif edilmiş her dilde Kur’ân tercümeleri hazırlayıp, diyeceksiniz ki:
“Kur’ân bozulmuş. Birbirini tutmuyor.”
Aynı şekilde, hadisler hakkında da şüphe uyandırılacak.
Ayrıca, Arap memleketleri dışında, ezan, namaz gibi ibadetlerin Arapça yapılmasını önleyeceksiniz.”
Değerli okuyucularım, bu planlar 250 sene önle yapılmıştır.
Devam edecek..
Saygılarımla.