
Bülent Okutan
1 Nisan 2009
(Yerel seçimin ardından-1)
Yerel seçimler sonuçlandı. Gazetelerin, tvlerin, internet sitelerinin neredeyse tümü Türkiye haritasında bölgeleri, siyasilerin göz boyaması timsali boyadılar. AKP sarı’ydı, DTP yeşil, CHP kırmızı.İki parça gri ile maviyi saymazsak, ortaya siyasetin renksizliği, namı diğer çok sessizliğimiz çıkıvermişti işte.
Anadolu yarımadasının tüm kıyıları bir çırpıda kıpkırmızı oldu. Ağız ve renk birliği etmişcesine tüm bu medya kuruluşları kırmızıyı da CHP’ye layık gördü, özdeşleştirdi. Mübarek Kızıl komünist parti ya!
Sözüm ona uyanık, iş bilir yazı işleri müdürleri ardından manşetleri ortak attılar;
‘CHP ‘Deniz’de var’
Niye?
Baykal, Deniz ya!
O kadar basit mi?
-Evet…
Kime yutturacaksınız?
-Okuyucuya, millete.
Yuh be. Bu kitle o kadar mı saf gözünüzde?
Desem bana dudak büküp hücum edecekler.
-Eeee o zaman niye kıyıdakiler ‘Deniz’ dedi?
Kıyıdalar ya, ondandır demiyeceğime göre, yanıtı çok basit;
‘Ekmek uğruna’
Her ne kadar ölümün kıyısında olmasalar da, ekmek kavgasının kıyısındalar birader.
Düşünsenize Bodrum, Antalya, Mersin, Alanya, İzmir gibi turizm ile hayatını idame ettiren yerleşim merkezlerinin başına badem bıyıklı yerel yöneticilerin, katı kuralları ile geldiğini. Onların gelmesi yetmezmiş gibi arkalarından takviye olarak gümüş yüzüklü polis müdürlerinin, kaymakam, valilerin gönderildiğini.
Aynı fikir ve zikirde olan hükümetin, kabinenin de desteği ve göz yummaları ile ümüklerine çöküldüğünü. İçki, müzik vs. yasakların konduğunu.
İsterler mi?
İstemezler…
Ne yapacaklar? Denize düşmüşler bir kere. Sarılacaklar bir yere.
Ve kızaracak kıyılar haliyle. Domates gibi kıpkırmızı olacak sahiller. Bazılarının lakaplarını çağrıştırarak…
Ama öte yandan ülkenin kalbi, yüreği, dağları, ovaları, bozkırları, hasta benizler gibi hep sapsarı kalacak.
Kimin umurunda?
Nasıl olsa CHP ‘Deniz’de’ var.
Kıyılar da kıpkızıl.
Oysa bu yer kürede adı kırmızı ile anılan bir tek deniz var. O da Kızıldeniz. O Kızıldeniz’ki, dünyanın en tehlikeli suları. Çünkü köpek balığından geçilmiyor.
Ve ne kadar ilginçtir ki o kızıl denizin kıyıları da çöllerle kaplı, hayat yok ve sapsarı!…