Nejat Karagöz
12 Kasım 2013
Memlekette mahalli seçimler yapılacak.
Topu topu beş aydan az bir zaman kaldı…
Bu süre içerisinde aday adayları çıkacak ortaya.
Bir partiye (Ama özellikle iktidar partisine) gönül vermiş, tek derdi memleketin huzuru, refahı, kalkınması, güzelleşmesi, bayındır hale gelmesi olan (!) bu vefakâr vatan evlatları, hizmet adamları, projelerini sunacaklar.
Bunlardan birisi yönetimin gözünü dolduracak ve aday gösterilecek.
Hani Büyükşehir de olduk ya, eski mahalleleri yapıştırıp ilçe yaptılar ya, artık hükümet gibi de Belediyemiz olacak.
Sanırsınız ki memleketi yeni baştan yaratacaklar.
Oysa elinin tersini-yüzünü tanıyan herkes biliyor ki her şey eski tas eski hamam devam edip gidecek.
Şu memlekette şayan-ı itimat olan kaç Belediye çalışanı, kaç meclis üyesi vardır dersiniz?
Şöyle inceden inceye bir elekten geçirseniz kaçı alta düşer, kaçı üstte kalır?
Hiç kimse kusura bakmasın kardeşler; Türkiye’deki en yaygın kanaat, idarecilerin ezici çoğunluğunun elinin temiz olmadığı yönündedir.
Çıkın sokağa, sorun insanlara…
Hal böyle olunca da bu kurulu düzen içerisinde işbaşına gelecek çiçeği burnunda başkanların “Yemeden” , “Yedirmeden” “Dik Duracağına” inanmak güçleşiyor tabii.
*
Günlerdir muhalif cepheden yayılan yolsuzluk, rüşvet ve peşkeş iddialarının bir teki bile doğru olsa kâfi…
Hele, hasıraltı edilen teftiş raporlarına hiç değmeyin bile…
Oysa medeni dünyada böyle iddialar ortaya atıldığında neler olduğunu herkes bilir!
Gel gör ki bu topraklarda yeni tevarüs etmiş bir hastalık da değildir bu.
Ne ki daha, on yıllar öncesinden haykırmıştı koca şair Tevfik Fikret:
Bu sofracık, efendiler – ki yutulmaya hazır
Huzurunuzda titreyen -şu milletin hayatıdır;
Şu milletin ki can çekişir, -şu milletin ki acılıdır.
Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır.
Yiyin efendiler yiyin; bu iştah sofrası sizin;
Doyunca tıksırınca, patlayıncaya kadar yiyin!
*
Bunun ötesi laf-ı güzaftır arkadaşlar.
Kendinde memleket üzerinde tasarrufta bulunma hakkı gören bu zihniyetten başka da bir şey beklenmemeli…
Seçilecek her başkanı, oturacağı yeri temizlemek gibi asli ve acil bir görevin beklediği açıktır.
Böyle bir gücü ve azmi olan, bu ahlaka ve inanca sahip insanlara şiddetle ihtiyaç vardır.
Herkes kararını buna göre vermeli.