İbrahim Halil Okuyan
23 Temmuz 2007
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin barışcıl ve olumlu yaklaşımlarına rağmen Rum tarafının hiç de bu gibi insani duyguları göstermeğe niyetleri yok. Ellerinden gelse bizi bir kaşık suda boğarak kanımızı içmek isterler. Nitekim geçmişteki hadiselerde Rumların, Sırpların, Fanatik hıristiyan Avrupalıların ne derecede insanlıktan uzaklaştıkları her vesile ile görülmüştür. Bunları anıp yaraları tekrar deşmeyelim diyorum. Ama herifler rahat durmak bilmiyorlar ki… Kinlerini kusmaktan bir an için geri durmuyorlar.
Seçimlerden 10-15 gün önceydi. Güney Kıbrıs Rum lideri Papadupulos KKTC Lideri Mehmet Ali Talat’ı arayıp görüşme için randevu talep ediyor. Bizimki bu talebi barış için bir fırsat sayıp hemen kabul ediyor.
Bu tarihlerde KKTC de bir spor karşılaşması hazırlığı vardır. Buradaki şampiyon kulübümüz ıngiltere’den anlaştığı emsali bir takımla maç yapacaktır. ıngiliz takımı Lefkoşa’ya gelir. Federasyon dan görevliler hakemler, takımlar, halk hepsi hazırdır. Saat tamamdır ama maç yapılamaz. Türklerle barış isteyen Rum idaresi ıngiltere ile temasa geçmiş, maçın bir tarafı ıngiliz takımı olmasına rağmen maçı iptal ettirebilmiştir. Ve en ufak siyasi yönü olmayan bir karşılaşmada herkes tribünlerdeki ve sahadaki yerlerini almasına rağmen maç Rum tarafının baskısı ile iptal edilmiştir.
Bu olay üzerine KKTC Başbakanı da haklı olarak Papadupulos’un görüşme talebini iptal etmiştir.
Barıştan bu kadar uzak kişilerle insan ne görüşebilir. Bir dostluk maçını bile böyle değerlendirirse defet gitsin. Ne haller varsa görsünler diyoruz ama olmuyor ip namussuzun elinde. Rum AB’ye girmiş. “Yanlış almışız, kabul etmemeliydik” diyorlar ama bir dediğini de iki etmiyorlar. Yunan aşkları pek rağbette AB’deki, geleceğimizdeki kararlarda bile söz sahibiler. Yarın “Atımıza eşek dediniz” düşmanlıkları ile bizi birkaç yıl daha geriye atabilirler. Biz ise hala bunlardan bir hayır bekliyoruz.
Bize karşı yaptıkları yanlışlar, iftiralar, potlar hoş görülüyor. Her meselede kazanan onlar, kaybeden biz. Birleşmiş Milletlerden Avrupa Birliğine, ABD’ ye kadar taviz verilen, hoş görülen, haklı kılınan onlar. Basit bir spor teması bile bu hale getirilirse, ne Rumlarla dostluk olur, ne ötekilerlerle. Biz kendi kendimizle dost olup ekonomik, kültürel ve siyasal kuvvetlerimizi düzeltebilirsek hepsi hizaya geleceklerdir. Ama ne yazık ki, biz de henüz o vaziyette değiliz. ınşallah pek yakında olur diyoruz.