Mehmet Salih ŞANSAL
24 Mayıs 2017
Sezon sonlarında hep karşılaştığımız tablodur. Akıllıca işler yapan, parasını doğru
kullananlar şampiyonluğa ulaşır, sevinç çığlıkları atar, har vurup harman savuranlar ligin dibini boylar küme düşüp ağıtlar
yakar…
Uzun yıllar 2. Ligde mücadele ettikten sonra 1. Lige yükselen gönül verdiğiniz bir kulübünüz var ve yöneticileri yanlışlardan dersler çıkarmayıp aynı hataları
5 sezon boyunca sürekli tekrarlıyor ve bu yüzden takımın düşmesine sebep oluyorsa
ister istemez içerliyorsunuz.
‘Görünen köy kılavuz istemez’ derler ya, sezon başından beri
yanlış politikalar küme düşmeyi işaret ediyordu zaten.
İş işten geçtikten sonra değil, en başından söylendi: ‘Urfaspor’u
futboldan anlayan ehil insanlar yönetsin’ diye..
Aldırmadılar.
’Her şey parayla olmuyor. Futboldan anlayan maaşlı yöneticiler bulun. Verilen paralar denetlensin, şeffaf bir Kulüp yönetimi
oluşsun. Urfaspor amatörce değil, profesyonelce yönetilsin ’ diye bir oto kontrol mekanizması oluşturamadık.
’Kayyuma kalacaktı yoksa’ denilerek futbolu, kulüpçülüğü bilmeyen, öncelikleri –hesapları başka olanlara teslim edildi Urfaspor…
‘Bizim adamlarımız orada olsun, liyakat önemli değil’
zihniyetinin kurbanlarından biriydi artık Urfaspor.
Hayri Ülgen, Nihat Çakır ve Kemal Saraçoğlu’ndan oluşan Danışma
Kurulu’nun bir aldatmaca olduğu yönetim listesini parlatmak için bu yola başvurulduğu kısa sürede anlaşılmıştı.
Bir kurulumuz vardı ama ne hoca, ne de oyuncu tercihinde kimse görüşlerine başvurmadı.
Çünkü onlar ‘Danışmama’ Kurulu’ydu…
Yöneticilerin futboldan anlamaması transfer piyasasından iyi paralar kazanan menejerlerin ekmeğine yağ sürdü.
Kötü gidiş böyle başladı..
Takım küme düşmeye doğru adım adım sürüklenirken, kendi
açısından bu daha önemli olsa gerek; Kulüp Başkanı AK Parti’nin hiçbir
toplantısını kaçırmıyordu.
Yanlışları daha fazla sıralayıp içinizi daha fazla daraltmak değildir niyetim.
Bana göre; Yöneticisiyle, teknik adamıyla, futbolcusuyla, taraftarıyla,
siyasetçisiyle, STK’lısıyla, medya mensuplarıyla el ele verip bu sonu birlikte hazırladık Urfaspor’a.
Geçen gün TRTSpor yorumcusu Serken Reçber, ‘Bir sezona bu
kadar yanlışı sığdırmak meziyettir’ derken lafı hepimizeydi aslında.
Tunç Kayacı ise, ‘Futboldan anlamıyorsunuz, tamam anladık. Arkadaş, insan gider başarılı olmuş kulüpleri inceler, onları taklit eder. O kadarda mı
kafanız çalışmadı’ diyordu.
Yazık oldu Urfaspor’a..
Urfa’nın en önemli markasına sahip çıkamadık.
Peki Ceylanı düştüğü yerden tekrar ayağa kaldırmak mümkün mü?
Mümkün..
Pek çok yanlış o kadar kemikleşmiş ki bu pek kolay olmayacak.
Bu bir gerçek..
Yine de Urfaspor markasını tekrar yüceltecek bir irade ortaya koymak pekala mümkün..
Yeter ki teşhisi doğru koyup, tedaviyi doğru yapalım.