Sabri Dişli
2 Ocak 2008
“Kaz gibi yoldular” “Kaz gibi düştük.” Veya “Biz kaz değiliz ki yolsunlar”… Bir de “kazlanmak” deyişleri vardır…
Kaz denilen güzel hayvan çoğunlukla enayi durumuna düşenler için kullanılır.
Oysa biz vatandaşlar olarak hemen her gün “kaz” gibi yolunuyoruz.
Bankada hesap açarsın, işlem gideri adı altında para keserler… Örneğin Lakbank üç keser, finobank beş… Aradaki farkın farklılığı nedendir? Bilmeyiz, oysa ikisi de bankadır. Kredi kartı abone, pardon üyelik ücreti keserler örneğin… Hani sosyal bir derneğe üye olmuş gibi… Ama kimi bankalar hiç kesmez… Kamu bankaları ise az keser…
Peki bunun yasal dayanağına göre oran nedir? Oran yoktur… Biri sana hakkını ara dese; Aman sende üç kuruş için değer mi… der, üşenir, kaz yolucuları da tüy yolmaya devam eder.
Bankaya: Madem kesiyorsun:
—Kes kartımı kardeşim iptal! Ertesi gün seni kadife sesli bir bayan ararsa sakın sevinmeyin! Çünkü sizi arayan kız arkadaşınız değildir… “beyefendi kartınızın iptal nedenini öğrenebilir miyim?” diye sorunca:
—Kardeşim ben vaklanmaktan (!) vazgeçtim! Deseniz de; Kadife ses kazı kaçırmamak (uçurtmamak) için “etik’li teklif’te” bulunur… Kesinti kadar Puan, Bonus, Word, verelim…
Sakın cücüğünüzü gevşetmeyin! iptal edin gitsin.
Eline geçiren namuslu vatandaşı keser; Sabit telefondan abone ücreti keserler, elektrik, su faturalarının altında uzun-uzun vergi damga pulu, ayrıntı, kalıntı, uzantı… Tasarruflu hat… 20 vattı geçti… 5 tonu deldi… Bu lokal anestezi yöntemidir. Faturaları hep karmaşıktır. Canınızı yandırmadan o bölgeyi yoluverirler. Hayatı idame eden bu hizmetleri başka sektörden alma lüksünüz de yoktur.
Hani hatırlıyor musunuz? En son cep telefonlarından 5 kâğıtlık vaklatmışlardı milleti… Kayıt ücreti! Kaçak telefonu önleyeceklerdi ya… Vaklayın dediler vakladık hemen. Vermeyeninkini kestiler zaten… Güya bu yöntemle çalınan cep telefonları da bulunacaktı. Siz hiç sinyali takip edilerek bulunan çalınmış cep telefonu vakası duydunuz mu?
Cepte size ulaşılamadığında “Aradığınız kişiye kavuşulamıyor…” diyor. Sonra size not geliyor falanca numara sizi aradı… Sizin istem dışı işe aldığınız sanal sekreteriniz, karşı taraftan bir kontur yoluveriyormuş. ınternette dolaşan, yazılı dedi-kodu mailleri öyle diyor.
şimdi memleketime zar zor doğalgaz geldi… Doğal ya! Meşale yakarak karşıladık gazımızı…
Abone bedeli Urfa gaz 180 $ artı Ka-deve… Gaziantep’te bu bedel 200 m2 ye 30 $ + KDV. Mış…
Ne iş bu abone bedeli? Neden Antep de ucuz? Antep de Zorlu ihaleyi ucuza almış… Bana ne ya! Antep başka ülkemi! Efendim gazımızı alıp kaçarsanız birde depozirto? E, sana senet vereyim; allı pullu, kefilli… Çalarsam sazını, pardon gazını; alırsın, senetten. Yok, nakit isterim…
Borudur alettir kondüktördür komple motordur… Derken zar zor, borç harç, tesisatı anca döşedik… Gazı çekene kadar ne kadar ıkındığımı biliyor musun? 210 kâğıt daha verirsem gazım patlar! Desen de nafile…
“Efendi… Efendi! Enerji Piyasası Denetleme Kurulu tespitidir.” En hoş yolma yöntemi de işte budur.
BDDK bilir. EPDK bilir. RTÜK bilir, Ama vatandaş bilmez.
Örneğin televizyondaki bir reklâm da Nokia bulundu ilanını duyan bütün millet anons edilen kulübeye hücum eder… N’oluyoruz arkadaşlar yetik telefonun sahibi için anons yapılıyor başkasının malını sahiplenmeye gidiyorsunuz. Bu milletin cep telefonuna karşı zaafını gösteren en iyi reklâmdır… RTÜK bu millete hakaret eden reklâmı görmez…
Neyse konumuz bu değil.
Ulan gerçekten kaz olsan, alırsın yavrularını yanına, kurarsın “V” hava koridorunu… Gidersin sıcak bölgelere…
Bir de keriz terimi dururken “kaz” gibi derler… Keşke kaz gibi ‘V’ hava koridoru kurabilsek, yaşlı ve yorulan kazlara yer verebilecek erdemi taşıyabilsek…