Ömer Elçi
13 Kasım 2009
Şerefsiz…
Haysiyetsiz…
TBMM’de milletvekillerinin birbirlerine karşı sarf ettikleri ve artık çok doğal karşılanan hitap şekli..…
Siyasal parti liderlerinin birbirlerine karşı hitaplarından, herhangi bir tören; toplantı nedeniyle biraya geldikleri anlardaki konuşmamalarından, tokalaşmamalarından ve sürekli gerilim oluşturmalarından artık herkes bıkmış…
AKP, CHP, DTP, MHP liderlerinin ve söz konusu partilerin milletvekillerinin Türkiye’yi getirdikleri şu anki karmaşaya, ayrışıma Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları şahit olsalardı acaba tavırlar ı ne olurdu?
*
Cumhuriyeti, demokrasiyi; insanca yaşamayı anlayamadık, algılayamadık…
Herhangi bir şekilde söz ve yetkiyi elde edenler kendi çıkarlarını ülke çıkarlarından üstün tutarak demagogluğu geliştirdikçe geliştirdiler…
“Hırsız, yalancı, üçkâğıtçı ” kelimelerini de birbirlerine karşı ve kendi seçmenleriyle sohbet ederken diğer siyasi partinin vekillerine karşı kullanılması yine Türkiye siyaseti adına utançtır…
Türkiye’yi dış güçler değil , ne yazık ki Türkiye Cumhuriyeti Devletinin her türlü vatandaşlık nimetlerinden yararlanan bazı ‘Sayın’ı hak etmeyenler zayıflatmakta ve parçalanmaya zemin oluşturmaktadırlar…
Sayını hak edenlere kimsenin bir şey dediği yok ama sosyal yaşamda ve siyasette sayını hak etmeyenler bizlerin eseri değil midir?
**
Her hafta, ”neşeli, tebessüm ettiren, umut veren bir konuyu paylaşmalıyım” derim ama ne yazık ki insanlarla sohbetlerin, gözlemlerin getirisi genelde yine karamsar bir paylaşım oluyor.
Herhangi bir siyasal partiyi vb eleştiri olunca diğer siyasal parti temsilcilerinden, STK temsilcilerinden; vatandaşlardan telefon; elektronik posta gelir; “Kutlarım”.. Tamam da aynı hataları sizler yapınca ve de eleştirilince neden kızıyorsunuz?
Siyaset ve yaşam başkalarının yanlışlıkla-rından nemalanmakla sürdürülmemelidir…
Şanlıurfa’da da Türkiye’nin her ilinde olduğu gibi yaşam ve siyaset ne yazık ki süreçte kirlendikçe kirleniyor… Bireyler kendilerini objektif olarak irdelemedikçe kirliliğin yayılması ise kaçınılmazdır…
*
Yıllarda (kendimde de) oluşan kirlenmeleri gözlemledikçe, kendimi ağaçlandırma ve doğal yaşamın korunmasına yönlendirmeye çaba harcamaya başladım. Karınca kararınca, sessizce… Biliyorum ki doğal yaşamda oluşumlarını sürdüren varlıklar eleştiri alsam da çoğu insanlardan daha yararlılar…
İl Çevre ve Orman Müdürlüğüyle, Şanlıurfa Valiliğinin ağaçlandırma çalışmalarına herkes destek vermelidir. Harran başta olmak üzere sulamanın olduğu her yerde meyve ormancıkları ve hazine arazilerinde ormancıklar oluşturulması; oluşan güzelliklerden insanların olumlu olarak etkilenmesini belki sağlayabilir…
“Türkiye’yi kurtarıyorum” narasını savuranlar önce yaşadıkları yerin sorunlarını tespit, önceliklilikleri öne alıp bireysel sorumluklarını hakkıyla yerine getirmeyi öğrensinler…
Valilik, Belediye, İl Çevre Şanlıurfa’nın yeşillendirilmesi için planlamalar yaparken; STK ve bireyler olarak bizlerde ağaç dikimlerinin başladığı aylarda her yıl olabildiğince ama olabildiğince reklamı içermeyecek yaklaşımla ağaç dikmeye ve korumaya yönlenmemiz en doğrusudur.
Şerefsiz, haysiyetsiz, hırsız, yalancı, üçkâğıtçı (yazarken bile sıkılıyorum) tanımlamalarını birbirlerine karşı kullananlar; toplumu gerenler, ayrıştıranları konuşma ve buna bağlı huzursuz olma yerine her yıl ağaçlandırmaya, doğal yaşamın korunmasına; insanca yaşamanın sorumluluğuna yapacağımız katkının huzurunu yaşamak…
Daha güzel bir yaşam için, siyaset için; yeşil bir çevre ve doğal yaşam yaşamın korunması için karar, sorumluluk siz saygıdeğer paylaşımcılarımın…
Karar sizlerin…