
Ömer Elçi
10 Haziran 2011
Türkiye genelinde olduğu gibi Şanlıurfa’da da seçmenler Pazar günü sandık başına gidip demokratik haklarını kullanacaklar. İnsanların bir kısmı sürekli söylenir ve seçimlerde sandık başına gitmediğini itiraf eder. Birey olarak her siyasal görüşe saygı duyarım ama demokratik hakkını kullanmayan, kullanmasını öğrenmek istemeyip söylenenlere hiç mi hiç saygı duymam.
Şikâyetçidirler, umutsuzdurlar yaşamı otça yaşamak isterlerken; herkesin kendilerine yağmur olmasını beklerler…
Siyasilerin gerildiği, seçmenlerin gerdirildiği bir ortamda son karar seçmenlerin…
Dinlendiler, izlendiler, alkışlandılar ama asıl dinlenilmesi, asıl izlenmesi, asıl alkışlanması gereken; siyasilere istikbal kapısını açan seçmenlerdir…
Seçimlerden önce oy dilenen ama seçmenini zaman diliminde dilendirten siyasetçilere saygı duymadım ve hiçbir zaman da duymam.
*
İki dilim halinde toplamı yıllık % 4 veya 5i geçmeyen emekli maaşı artışı size yetiyorsa, geçinmek için ek işler yapmak hoşunuza gidiyorsa; bankalara, çocuklarınıza, çevrenizdekilere sürekli muhtaç olmak hoşunuza gidiyorsa önceki seçimden sonra” vermez olaydım” dediğiniz siyasilere yine verin,
İşsiz dolaşırken işe yerleşmek için rüşvet vermeyi doğal görüyorsanız, iş akdinizin taşeron ağalarının dudağı arasında olması huzursuzluğunuzu sürekli arttırmıyorsa; sizin sırtınızdan taşeron ağalarının para kazanmadığını iddia ediyorsanız, asgari ücretle yağınızda kavrulmayı kabulleniyorsanız o siyasilere yine oy verin,
Dünyanın en pahalı mazot ve benzinini tüketici alıyor denmesine inanmıyorsanız, denizcilik ve havacılık sektörüne sizlerin aldığı akaryakıtın yarı fiyata satılması sizleri ilgilendirmiyorsa alkışladığınız siyasilere yine oy verin,
Aş evleri, sosyal yardım kurumları önünde saatlerce sıraya girip; makarna, pirinç, nohut, kömür almayı bir yana bırakın yoksulluğa çözüm bulamayıp seçimden seçime yoksulluğunuzun seçim malzemesi yapanların iş değil aş vermesi hoşunuza gidiyorsa, yıllardır yoksulluğu kartopu yapan siyasilere yine çevrenizdekilerin yönlendirmesiyle oy verin,
İşsizliğe yıllardır ki çözüm bulmadıkları halde her yıl artan işsizliğe kendilerince formüller uydurup işsizleri çalışır gösterenlerin masallarına halen inanıyorsanız, çocuğunuzun da sizin gibi işsizliğe mahkûmlaşmasını kader kabulleniyorsanız masal anlatmayı artık çok iyi bilen siyasilere oy verin,
GAP ödeneklerini farklı alanlara yönlendirip geciktiren, seçimden seçime bu kez GAP’ı bitireceğiz diyenlerin havası sizi havalandırırken; ambarınız boş olsa da havamız hoş diyorsanız hava atmayı siyaset sanan siyasilere oy verin,
Elektrik, su, telefon vs harcamalarınızı ödeyemeyip, taksitlendiriyorsanız; bankalara sürekli borçlandıktan sonra akşam saatlerinde semt pazarlarında en ucuz ürünü almanın ezikliğindeyken, ezikliğinizi seçimlerden seçimlere gündeme taşıyan aş-iş-huzur vesaire de vesaire nutkunu ezberleyenlerin ezberini bozmayı istemiyor ezberi bilinen seçmenliği kabulleniyorsanız oy dediğiniz siyasilere yine oy verin,
Küçük esnaf, işçi, memur olarak sizler vergi verirken; işverenlerin, bazı meslek dal mensuplarının sizlerden daha az vergi ödemesini sineye çekiyor; bazı sektörlerin her türlü vergi muafiyetinden yararlanması ülke gelişmişliğinin göstergesidir saçmalığı halen size saçma gelmiyorsa oy verdiğiniz siyasilere karizmatik görünümlerinden dolayı yine oy verin,
Demokrasinin özelliği ve güzelliğidir seçimler…
Gelişmişliğe adım, sorunlara dürüstçe çözüm üretme; aynada her kesimin kendini görme şansını elde ettiği körlüğe ve sağırlığa en güzel tedavidir seçimler…
Farklı siyasal parti liderlerinin ve temsilcilerin halkın önünde karşılıklı medenice tartışmalara girmelerine, siyasilerin seçmenle empati yapmalarına olanak sağlayan en güzel etkinliktir seçimler…
Demokratik oy verme hakkınızı her ne olursa olsun kullanın ama oy verdikten sonra da önceki seçimlerden sonraki zaman dilimlerinde olduğu gibi ortalıkta dolanıp oy aman da oy oy demeyin…
Karar sizin, sandık sizin, oy sizin…