Halit Güllüoğlu
9 Mart 2011
Çeşitli konulardaki kutlamaların elbette ki ayrı ayrı anlamları vardır. Ancak “Kadınlar Günü”nün bambaşka bir anlamı olmalıdır. Çünkü kadın; hem eştir hem annedir ve hem de kardeştir. Onlarsız insanlık nesli de var sayılmayacaktır. Hazreti Adem’in varlığıyla Havva annemizi anarken İnsanoğlu ifadesini kullanabilmekteyiz. Havva’sız Adem belki de bir anlam taşımayacaktı. Kadınsız toplumu da var sayamazdık.
İşte kadın denilen mukaddes varlığın doğal haliyle önemini ve ciddiyetini kavramadan, günü birlik kutlamalar adı altında parlak cümlelerle işi geçiştirmek neye yarar. Özellikle bu yıl için çoğalan kadın cinayetleri gündemi bu anlamda işgal etti. Fakat unutulmaması gereken kadının yaşamı için gerekli imkânların ne derece var olduğudur.
İslam öncesi “Cahiliye Devri” olarak anılan dönemde kızların diri diri gömülmesine dair bilgiler anıldıkça tüylerimiz ürpermektedir. O günlerin acısına bugün de kadınlar benzer muamelelere tabi ise nedenlerini araştırmak gerekiyor. Kadının bir mal veya meta olmadığı onun da tıpkı erkek gibi insan olduğu unutulmamalıdır. Cinsiyet farklılığı sadece insan ve hayvan neslinin devamıyla ilgilidir. Yoksa yaratılmış olarak aynı hakları ve ayrı görevleri de olsa erkek gibi kadın da insandır.
Kadının hayatımızdaki sayısız önemlerini belirtmeye çalışmak yetmez. Kadın ve erkek eşitliğindeki değeri kavramak gerekir. Bunu kavrayıp kadının genel çerçevede yasal haklara sahip olduğunu kağıt üzerinde tutmanın hiçbir anlamı da yoktur. Önemli olan insan hakları çerçevesindeki uygulamalarla ilgili sorundur. Bunun için eğitim, ekonomi ve sosyal yaşam içinde kadının yerinin belirlenmesidir.
Halen kızlarımızın Üniversite kapısından kovulduğu, sokak ortasında kadınlarımızın öldürüldüğü, evinde iş yerinde dövülüp horlandığı bir zamanda kutlamaların kimin günü olduğuna şaşmamak mümkün mü? Kadın çocuklarımızın annesidir. ülkeye armağan ettiği yavrularımızın ilk öğretmenidir. Böylesi bir varlığa nasıl kıyarız da katlederiz. Şimdi bazı Şanlıurfalı hemşerilerimizin aklından geçebilir belki. Bazıları hak etmiyor mu? Keşke böyle olmasa, keşke bu gözle bakılmasa da kadın denilen anneler Melek diye anılsa. Her şeye rağmen “Kadınlar Günü” kutlu olsun.
Hoşça kalın.