Ömer Elçi
9 Mart 2015
8
Mart öncesi ve sonrası birkaç gün kadın hakları çeşitli ortamlarda ve medyada
yine bol bol konuşuldu.
Paneller,
sempozyumlar düzenlendi.
Sayın
siyasiler demeçler gülümseyerek demeçler verdiler.
Kırmızı,
beyaz belki de pembe karanfiller kadınlara sunuldu.
Yürüyüşler
yapıldı.
Halaylar
çekildi, belki beyaz güvercinler
uçuruldu.
Sosyal
medyada özlü sözler paylaşıldı ama dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de
kadınlar için değişen pek bir şey yok.
Erkekler
kızsa da çoğunluk maskeli, sözel…
Kadınlar
kızsa da çoğunluk kaderci, hemcins desteksizi…
Erkekler
kızsa da erkeğin kadına bakışı dilendiği kadar değiş me ye cek…
Kadınlar
kızsa da kadının kadına bakışı da arzulandığı kadar de giş me ye cek…
Kadınlar
günü kutlu olsun diyemiyorum…
*
Türkiye’de
her 4 kadından biri şiddete maruz kalmışsa,
2005
yılından bu yana 4 binden fazla kadın öldürülmüşse,
Türkiye
kadın erkek eşitliği sağlamada 134 ülke arasında 126 sırada imişse,
Son
iki ayda 54 kadın öldürülmüşse düşünmeli miyiz?
Dün,
belki bu gün bile kadın öldürülmüşse, şiddetlere maruz kalmışsa düşünmeli
miyiz?
Veriler
ortada, eğitim ortada; günü kurtarmalı etkinlikler de ortaların ortasında…
Her
yılın, her etkinliğin erkeklerin kadınlara şiddeti azaltmasına vesile olması
ortak çaba olmalıdır…
Ortak
dilek, ortak çaba ve temelde cinsiyeti görmeden önce insan görme…
Dilekler
hoş ama dileklerin gerçekleşebilmesi içinde Dünya Ekonomik Forumunun 2010 yılı
raporlarına göre 134 ülke arasındaki eğitim düzeyi sıralamasında 109,
okuryazarlık sıralaması bakımından 106 sıradan kurtulmak zorundayız.
Toplumsal
cinsiyet eşitliği verilerine göre Türkiye, eşitliği sağlamakta ise 134 ülke
arasında 126 sırada iken devletin kurumsallaşmış bir devlet politikası
oluşturması her geçen gün daha çok önem arz etmektedir.
Aksi
halde gelecek ve sonrası yıllarda da şiddet, taciz, öldürme olayları ayıbımız
olacaktır…
Kadınlar
günü kutlu olsun diyemiyorum…
*
Münevver
Karabulut, Özgecan Aslan ülke genelinde günlerce tartışılsa da erkeğin kadını
katledişini durduramadı, azaltmadı…
Kadınların
öldürülen kadınların cenazelerini erkeklere taşıtmamaları erkekleri
düşündürtmedi…
Şakalaşmalarda,
küfürleşmelerde erkekler kadar olmasa da kadınlarında anaları rencide edici
cümle kurması ezelden beri önlenemediğinden daha nice isimsiz kadın bir veya
iki gün medyada haber olur sonrasında unutulurken içtenlikle kadınlar günü
kutlu olsun diyemiyorum…
Sosyal
medyada birçokları gibi dostlar pazarda görsün diye paylaşımda bulunabilsem de
kadınlar günü kutlu olsun diyemiyorum…
Yetmiş
milyonu aşkın düşüncede katılırsınız, katılmazsınız benimki de şimdilik
böylesine bir düşünce…
Saçlarından
sürüklenen, yumruklanan, bıçaklanan, kurşunlanan, öldürülen kadınlar her geçen
gün çoğalırken; kadın, kadınlığından önce insan görülmezken kuyuya taş atmak…
Kadınların
haklı mücadelesi, kadınların haykırışları sessizleştirilirken, erkekler
maskeliyken kadınlar günü kutlu olsun diyemiyorum…