İbrahim Halil Okuyan
28 Ekim 2010
Osmanlı döneminde yolsuzlukları ile ünlü Karakuşi adında bir kadı varmış.
Bir gün Karakuşi Kadı,
Bir fırının önünden geçerken burnuna güzel bir koku gelmiş.
Vitrinde güveç içinde nar gibi kızarmış sahibini bekleyen nefis bir ördek var…
Karakuşi Kadı, fırıncıya ‘Ben bunu aldım’ demiş.
Kadıya itiraz edilir mi?
Fırıncı hemen ördeği paket yapıp vermiş.
Az sonra ördeğin sahibi gelmiş: ‘Hani bizim ördek?’
Fırıncı boynunu büküp ‘Uçtu’ deyince iş kavgaya dönüşmüş. Kavga sırasında fırıncı,
Araya giren bir gayrimüslim müşterinin gözünü çıkarınca korkup kaçmaya başlamış…
Gayrimüslim de peşinde kovalıyor…
Bir duvardan atlarken,
Bilmeden öteki taraftaki hamile bir kadının üstüne düşmüş.
Kadın, çocuğunu düşürdüğü için, kadının kocası da fırıncının peşine düşmüş.
Can havliyle kaçan fırıncının çarpıp devirdiği Yahudi bir vatandaş da kızıp peşlerine takılmış…
Sonunda duruma müdahale eden zaptiyeler hepsini yakalayarak Karakuşi Kadının karşısına çıkarmışlar.
Kadı sırayla sormuş…
Ördeğin sahibi,
‘Bu adam ördeğimi hiç etti’ diye şikâyet etmiş.
Karakuşi Kadı, fırıncıya sormuş:
‘Ne yaptın bu adamın ördeğini?’
Fırıncı ‘Uçtu’ demiş.
Kadı, kara kaplı defterini açmış:
‘Ördeğin karşısında tayyar yazılı.
Tayyar ‘Uçar‘ anlamına gelir.
O halde ördeğin uçması suç değil’
Diyerek fırıncının beraatına karar vermiş.
Gözü çıkan gayrimüslim vatandaşa sormuş…
Onun şikâyetine de kara kaplı defterden bir madde bulmuş: ‘Her kim,
Gayrimüslimin iki gözünü çıkara,
O Müslim’in tek gözü çıkarıla…‘
Davacı ‘Ne olacak?’ diye sorunca Karakuşi Kadı,
‘Şimdi’ demiş,‘
Fırıncı senin öbür gözünü de çıkaracak, biz de onun tek gözünü çıkaracağız.’
Tabii gayrimüslim şikâyetinden hemen vazgeçmiş,
Fırıncı bu davadan da beraat etmiş.
Çocuğunu kaybeden kadının kocasına da Karakuşi Kadı, ‘Tamam‘ demiş,
‘Karını vereceksin, bu adam yerine yeni çocuk koyacak.’
Böyle olunca adam da şikâyetini anında geri almış,
Fırıncı bu davadan da kurtulmuş.
Kadı dönmüş Yahudi’ye: ‘Senin şikâyetin ne?’Bre…
Yahudi ellerini açmış, ‘Ne diyeyim Kadı Efendi’ demiş, ‘Adaletinle Bin Yaşa Sen, e mi !’?
Hikâyemiz böyle bitiyor.
Ya şimdileri?
26.EkiM.2010 Bazı Gazete Manşetleri
“Uluslararası Şeffaflık Örgütü, Dünya Yolsuzluk Karnesini açıkladı. Geçen sene 61’nci sırada yer alan Türkiye, 2010’da 56’ncı sıraya yükseldi.”
“Bir fuarcılık şirketi ile Dünya Ticaret Merkezi arasındaki davayla ilgili “Yargıda Rüşvet Alındığı İddiaları” üzerine başlatılan soruşturma kapsamında İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Murat Yalçıntaş‘ın da aralarında bulunduğu 11 kişi tutuklanmaları istemiyle mahkemeye sevk edildi. Mahkemece, Murat Yalçıntaş’ın aralarında bulunduğu 9 kişi tutuklandı”
“Ogün Samast ‘Taş Atan Çocuklar Yasası’ kapsamında yargılanacak.Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetinin tetikçisi Ogün Samast’ın yargılanmasına ‘Çocuk Mahkemesi’nde devam edilecek..”
Örnekleri çoğaltmak mümkün.
Kıssadan hisse:
Ananı “Öpen” Kadı ise, Ne Zaman, Nasıl ve Kime Şikayet Edeceksin ki ?..
“Et Kokarsa Tuz Çare, Tuz Kokarsa Ne Çare?”
Hz. Mevlana.
Saygılarımla.
İbrahim Halil Okuyan
İnşaat Yüksek Mühendisi
26. Ekim. 2010 İstanbul