Cüneyt Gökçe
11 Ağustos 2006
Yeni açılan herhangi bir marketin açılış günündeki izdihama çoğumuz tanık olmuşuzdur.
Bu izdihamın temel nedeni genellikle: ‘Acaba, ucuz ve hesaplı herhangi bir ürün ve mal kapabilir miyim?’ şeklindeki düşüncelerdir. Tabii ki, ‘merak’ faktörünü de unutmamamız gerekir.
Herkes o gün, merakını gidermek ve –varsa- kendisine uygun hesaplı bir şeyler ‘kapmak’ için çeşitli sıkıntılara katlanır. Hatta, bazen ezilme, bazen de boğulma tehlikesine rağmen bu faaliyetinden vazgeçmez. Erken saatlerde kuyruğa girip ön sıralarda bir yer elde etmek için bütün gayretini sarf eder.
Çoğumuzun yaptığı bu hareket, üç-beş günlük dünya hayatımızı rahatlatmaya yönelik bir eylemdir.
Dünya hayatımızın rahatlığı için çaba göstermemiz elbette hakkımız. Çoluk çocuğumuzun iaşe ve geleceği için gayret göstermemiz elbette görevimiz. Hatta insanlığın huzur ve saadeti uğruna yapacağımız her çalışma kendi çapında bir ibadet değerindedir. Bütün bunlar apayrı konular.
Kampanyamıza dönecek olursak… Marketlerin açılışındaki izdihamın temel nedeni olarak vurguladığımız hesaplı alış veriş, indirim oranına göre rağbet görür:
“Yüzde elli indirim…”
“Bir alana bir bedava…”
“Dört al, üç öde…”
“Peşin peşin al, taksit taksit öde…”
“şu ürünü alana, şunlar bedava…”
“v.s… v.s…”
Bütün bu ifadeler halkın ilgisini çekmek ve satışları arttırmak için kullanılır. Hatta değişik ve cazip ifadeler bulmak amacıyla reklâm ajansları kurulur ve ilgi çekme uğruna her türlü çareye başvurulur.
Peki ya şöyle bir kampanyaya ne dersiniz:
“Bir alana on bedava…”
“Bir alana yüz bedava…”
“Bir alana bin bedava…”
“Bir alana yüz bin bedava…”
Nasıl? ındirim oranlarını beğendiniz mi? Yoksa inandırıcı gelmedi mi size?
Hani, nerede o market? Bu kampanyalar hangi ürünler için düzenlenmiş? dediğinizi duyar gibiyim.
Efendim, market hayali değil gerçek; Üstelik yirmi dört saat hizmet sunuyor. Mesai sınırlaması yok; Her zaman açık… Kampanyalar da doğru.. Hatta bilemediğimiz nice oranlar var. Sürpriz hediyeler de mevcut.
ışin güzel tarafı, alış verişlerde sayı kısıtlaması ve sınırlaması da yok. Ezme-ezilme ve boğulma tehlikesi geçirmek yok.
Evet, ÜÇ AYLAR MARKETı 26 Temmuz 2006 tarihinde “1 Recep” startı ile açıldı. Her dakika kampanya… Her gün kampanya… Her gece kampanya… Özel gecelerde çok özel kampanyalar…
Kura’nı okuyup anlama ve yaşama kampanyası…
Sadaka ve zekât verme kampanyası…
Kendimizi sorgulama kampanyası…
Yoksulları ‘hatırlama’ kampanyası…
Anne ve babamız başta olmak üzere akrabalarımızı ‘görme’ kampanyası…
Toplumsal kaynaşmayı sağlama kampanyası…
Öğrenci ve eğitime destek kampanyası…
ıbadetlerimizi daha bilinçli yapma kampanyası…
Dürüst olma, muhatabımızı aldatmama ve dosdoğru olma kampanyası…
Hileden, riyadan ve yalan-dolandan uzak durma kampanyası…
Kampanyaların listesi uzatılabilir.. Bunlar, sadece örnek kampanyalar…
Gerçekten, hayırlı bir iş yapana on, yüz, bin, on bin ve yüz bin katıyla sevapların kazandırıldığı bir mevsimdeyiz. Bu arada ilahi rahmetin sınırsızlığını hatırlayalım ve sevap katlarının çok daha fazla olabileceğini de ifade edelim.
Bu gün ve gecelerin yüce Allah katında ayrı bir önemi vardır. Bu bakımdan, fırsatları kaçırmayalım.
Efendim, tam on yedi gündür devam eden bu kampanyadan ne kadar nasiplendik. Regaip Kampanyası bize ne kazandırdı? Neler elde ettik?
Muhasebemizi ihmal etmememiz temennisiyle…