Ömer Elçi
30 Mart 2011
Urfa’da ”İdam cezası olmalı mı?” sorusunu yönelttiğiniz insanları dinleyin veya anket yapın…
İdam cezası Avrupa Birliği’ne uyum için kaldırıldı, AB rüyası moduna geçen siyasiler ve idamın kaldırılmasını savunanlar yıllar içinde katledilenlerin çığlığını hissettiler mi?
Birileri; planlayarak çocukları, genç kızları, kadınları öldürüyor; tecavüz edip süreçteki tüm yaşamını allak bullak ediyor ama yasa indiriminden siyasilerin af yasalarından yaralanıp yaşamını sürdürüyor. Peki ya öldürülenler?
Peki ya öldürülenlerin yakınlarının ruhsal durumu?
Peki ya toplumda yargıya olan güven ne oranda 2011de?
*
2011 Haziran seçimleri aylardır konuşulup, tartışılırken hiç kimse vahşice katledilenlerin çığlıklarını; hiç kimse öldürülenlerin yakınlarının feryatlarını, hiç kimse toplumda yargıya olan güvensizliğin yok oluşunu, hiç kimse toplumun bozulan ruh sağlığını ve dizginlenmeyecek konuma gelmiş kızgınlığının farkında değil…
Urfa’dan hangi partilerden kaç kişinin meclise gideceği beni şimdilik hiç mi hiç ilgilendirmiyor ama meclise gidecek siyasilerin ülke genelinde ve haliyle Urfa’da yargıda düzenleme istemini görmeleri gerektiği sapıklarca, canilerce, mahlûkatlarca katledilenlere idam cezasının yeniden tartışmaya açılması daha fazla ilgilendiriyor…
STK, işyeri, ev gezmesi, sıra gecesi ziyareti ve muhabbeti yapan sayın siyasiler; siyasilerle gezen medya temsilcileri halka bir sorun bakalım “idam cezası olmalı mı?”
*
Planlıyorlar, tecavüz ediyorlar, işkence ediyorlar ve hunharca öldürüyorlar…
Anlık zevk uğruna, birkaç günlük veya birkaç aylık maddi getiri uğruna, güç uğruna,”benim olmazsan hiç kimsenin olmazsın” bencilliğiyle vs planlıyorlar öldürüyorlar…
Ölenler acıyla kıvranarak ölüyorlar, yakınları acıları yaşamlarının son anına kadar defalarca düşünsel olarak ölüyorlar ama katiller yasalardaki boşluklardan ve indirimlerden yararlanarak veya siyasilerin çıkardıkları af yasalarından yararlanarak hapisten yırtıyorlar daha da profesyonelce yeni avlar arıyorlar…
İdam cezası Türkiye’de olmalı mı?
Veya idam cezası alan şahsın hiçbir iyi halden, hiçbir indirimden, hiçbir af yasasından yararlanmadan öldüğü (geberdiği)güne kadar cezaevinde her şeyden tecrit edilecek şekilde bulundurulmalı mı? Benimde görüşüp hiçbir indirimden, aftan yararlanmama; geberdiği güne kadar en ağır koşullarda hapiste tecritli kalma.
Avrupa Birliği, Dünya Af Örgütü kararları; Çin, Amerika, Rusya, Arabistan, İran vb için vız gelip tırıs gidiyorsa Türkiye içinde vız gelse ne olur?
*
40tan fazla insan keleşle taranıp öldürüldü…
Münevver eve götürüldü, işkence edilip; canlıyken testereyle parçalara ayrılıp öldürüldü…
3 küçücük çocuk bayramda şeker toplamaya gittikleri evde (kız çocuğuna tecavüz edilip) boğazları kesilerek öldürüldü…
Onlarca örnek yerine toplumun en çok tartıştığı 3 oluşum idam cezasının artık olmadığı Türkiye’de süreçte küllenecek ama mahlûkatların cinayetleri yasalardaki caydırırsızlıktan dolayı sürecek de sürecek…
Öldürenler planlama aşamasında internetten, kaynaklardan cezaevinde ne kadar yatabileceklerini öğreniyorlar; öldürülenlerin dramı birkaç gün medyada yer aldıktan sonra unutuluyorsa mahlûkatlar öldürmeyi hep sürdürür…
Emniyet yakalıyor, yargı yargılıyor ama yasa çıkarıcıların düzenlediği yasalar emniyeti de, yargı mensuplarını da; mağdurları ve yakınlarını da, toplumunda elini kolunu bağlıyor, kesimleri çok derinden etkiliyor…
Vahşeti seyredenler, vahşete tepkisiz kalanlar, vahşete kesin caydırıcı önlemler aldırmayanlar ne halka ne de Hakka hesap veremez…
Seçildiğimizde Anayasa da ve yasalarda düzenlemeler yapacağız diyenlere duyurulur da duyurulur…