Deniz Güney
19 Kasım 2012
Kaygıları ve derdi olanları, anlamak çok zordur.
Çünkü bu gün onların birçoğu,
Kimimize göre aykırı
Kimimize göre birilerin güdümünde
Kimimize göre de belki oyunbozan mızıkçılardır.
Bu yüzden diyorum ki;
Onları gün gelecek belki çocuklarımız anlayacaklardır.
Bu anlamda Urfa kaygısı güden, Urfa ile dertlenen
Yani doğruyu alkışlayan, yanlışı eleştiren
Sizce kaç aykırı ses vardır bu şehirde.
Ben hemen söyleyeyim size.
“Yoktur”
Bu “Vatandaş Rıza” olarak da yoktur.
Bir Sivil Toplum Kuruluşu olarak da yoktur.
Çünkü birçok Urfalı, hatta akademisyen, Yada STK temsilcisi toplantıda uysal, Salonun kapısından dışarı çıkar çıkmaz muhaliftir.
Yürekli olmak, Demokrat olmak, Urfa Sevdalısı olmak bumudur?
Yoksa içerideki toplantıda söylenmesi gerekeni Salon dışına çıktıktan sonra söylemek midir?
İçeride sus pus olacağız,
Dışarı da ahkâm keseceğiz.
Yok, öyle bedavadan STK Başkanı olmak.
Varsa bile onlar Urfa’nın STK’ları olamazlar.
Bana göre bu anlamda şuan bu şehirde Kent Konseyi’nin dışında
Başka STK yoktur.
Bir de Avukat İrfan Güven’in Baro Başkanlığı döneminde Urfa Barosunda kısmen bir şeyler gördüm.
Onun dışındakiler bu şehrin STK’ları olamazlar.
Belki tabelada varlardır ama işlevsel olarak yoklar.
Kent Konseyi gibi kaç STK, Urfa meselelerine eğiliyor.
Yapılan projeleri sorguluyor.
Hatta olmadı mahkemeye bile veriyor.
“Yusuflar ölmesin” diye kampanyalar başlatıyor.
Urfa’nın büyükşehir olmasını 63 soruda anlatmak için kitap bastırıyor
11 Nisan’da yapılacak projeye, Abide deki köprülü kavşak projesine karşı çıkıyor.
Doğru ya da yanlış en azından sorguluyor.
Bakan beyle, Vali beyle, Milletvekilleriyle Karşı karşıya gelirim kaygısı gütmeden
Urfa’nın kaygısını güdüyor.
Kusura bakamayın ama birçok STK’mız
“Ben kimseyle kötü olmayıyım.”derdinde
Urfa için kaygılanmak dertlenmek “Kötü Adam” olmak mıdır?
Yoksa siyasi açıklamalar ve demeçlere gelince
Yandaşlıklarını ortaya koymak mıdır?
Vesselam…