Mehmet Göncü
21 Mart 2008
Bilindiği gibi 21 Mart’ta kuzey yarımkürede gece gündüz eşitlenir. Günden güne güneşin kuzey yarım küreye gelen ışıklarının geliş açısı da büyür. Bu durum karşısında kış mevsiminde kuzey yarımkürede kayıp olan enerji, 21 Marttan itibaren bu yarımkürede yeniden depolanmaya başlar.
Dolayısı ile ısınan hava, su ve toprak, bitkilerin yeşermesi için müsait bir ortam sağlar. Bitkilerle birlikte doğadaki diğer canlılarda üreme mevsimine girerler ve top yekün hayat canlanır ve verimli bir hala gelir.
Bu canlanma kent yaşamında pek fark edilmese de, kırsal alanda belirgin bir hal alır. Bu nedenle göçebe toplumlarda ve bozkırlarda yaşayan halklar, doğanın canlanışına ve bereketine bizzat tanık olurlar. Dolayısıyla bu durumu sevinç ve coşkuyla bir bayram havası içinde kutlarlar.
Tabiidir ki, farklı enlemler nedeni ile, kuzey yarımkürenin güney eksenindeki bölgelere bahar daha erken gelmekte, kuzey eksenindeki bölgelere ise daha geç gelmektedir.
Bu nedenle bazı bölgelerde bahar 6 Mayısta (Hıdırelyes) ve 21 haziranda da ayrıca karşılanır. ve bu tarihlerde o bölgelerde bayram yapılır.
Bu tabiat olgusu karşısında 21 martta, baharı ve yenigünü bir bayram olarak binlerce yıldan beri karşılayan kuzey yarımküredeki bölgeler, kısaca Avrasya dediğimiz Balkanlar, Türkiye, Kıbrıs, ıran ve Orta Doğunun ve Orta Asya’nın bazı ülkeleridir. Ağırlıklı olarak Türk dünyası olarakta adlandırdığımız Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan ve Azerbeycan gibi ülkelerde 21 Mart resmi ve milli bayram olarak büyük şenliklerle kutlanır.
Güzel yurdumuz Türkiye’de de büyük bir neşe ve sevinç içinde kutlanan ve karşılanan nevruz, tabiat ananın bütün canlılara bahşetmiş olduğu bir ikramdır. Dolayısıyla düzenlenen törenler ve bayram sevinci tabiata insanoğlunun minnet ve şükran olgusunun bir nişanesidir. Dünyanın iklimsel coğrafi yapısına göre gerçekleştirilen bu bayramlara başka sanal ve mitolojik anlamlar yakıştırma, ne kadar doğruyu yansıtıyorun cevabını siz değerli okuyucularıma bırakıyorum
Düşünen ve düşündüğünü algılayabilen biz insanlar, tabiat ananın bu ikramını şükranla, sevinçle, kardeşlikle, birlik, beraberlik ve dirlik içinde karşılamanın mutlak sevincini yaşamalıyız.
Bu vesileyle, yeni günün ülkemize ve bütün insanlık âlemine hayırlı olmasını diler, hepinizin nevruzunu en içten duygularla kutlarım.