Köşe Yazısı

Her zaman ciddi konular yazılmaz. Biraz da hem gülelim, hem de düşünelim: “Bir delinin hayali dünyası”

Mehmet Göncü

Mehmet Göncü

Tüm Yazıları Gör

 


 


Takriben on yıl önceydi. Bir gün Balıklıgöl civarında gezinirken, çok iyi giyimli genç bir adam önümde durdu ve çok kibar bir ifade ile; “Beyefendi birkaç  dakikanızı alabilir miyim? Diyerek söze kendini takdimle başladı. “Bendeniz Deliler Dernek Başkanıyım. Urfamızın dile getirilmeyen çok önemli hayati sorunları var. Lütfen beni dinler misiniz?” dedi.


Ve çok süratli bir şekilde kendince makul ve mantıklı olan, ilimizin sorun ve çözümlerini sıralamaya başladı:


1-Acil olarak, Abide kavşağından Balıklıgöl’e kadar uzanan caddenin  her iki tarafı yürüyen kaldırımlar haline getirilmelidir ki vatandaşlar yorulmasın.


2-Balıklıgöl’ün bir minyatür küçük kopyası kalenin üzerinde inşa edilmelidir ki, kale şenlensin.


3-Kaleden, Akabe ve Tılfındır tepeleri arasına teleferik hatları kurulsun ki halk Urfa’yı biraz da yukarıdan seyretsin.


4-65 yaş ve yukarısında olan kimseler, bu yaşa gelmeyi başarabildikleri için  elektrik, su, ulaşım ve sağlık hizmetlerinden ödül olarak ücretsiz yararlansınlar.


5-Haleplibahçe’ye Walt Disney’in eğlence ve hayal dünyasını yansıtan Newyork’taki  Disneyland parkının aynısı kurulmalıdır. 


O tarihte Haleplibahçe’de mozaikler henüz ortaya çıkarılmadığı için böyle düşünmüş.


6-Urfa kalesinin kuzey batı kısmına;  yapay olarak meydana getirilen, buz ve kar vasıtası  ile Kayak Merkezi kurulmalıdır.


7-Kentin bir çok yerine gençler için çok boyutlu Eğlence Merkezleri kurulsun..


Ve bunları çabuk çabuk bir çırpıda anlattı. Biraz nefes almak için durduğunda yanından ayrılmak için izin istedim. Ancak o, amca nereye gidiyorsun? Urfa’nın sorunları bitmedi. Daha anlatacaklarım var dediyse de gerçekten işlerim olduğu için bu sözde Deliler Dernek Başkanının yanından ayrıldım.


Biraz yürüdükten sonra arkamı dönüp baktığımda o, benim gibi yaşlı bir adamı tutmuş, Urfa’nın sorunlarını ve kendince çözümlerini süratli bir şekilde tekrar tekrar yeniden anlatıyordu.


Ben şahsen o tarihte bu ilginç diyalogu gerçekten yaşadım. Aklıma Jülver’in “Aya Seyahat” ve “Deniz Dibinde 20 Bin Fersah” ile “80 Günde Devri Alem” adlı eserleri geldi. Bir ara düşündüm. Bu genç adam acaba yeni bir Jülver midir? Veya dahi midir? Ne olursa olsun, bu hayali düşünceyi ve olayı biraz gülesiniz ve biraz da değerli yorumlarınız için kaleme aldım.


Dürüst ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok olması dileğiyle kalın sağlıcakla…


 

214 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir