Mehmet Göncü
16 Mart 2016
Kıymetli okuyucularım, bildiğiniz
gibi halk arasında Ab-ı hayat, yani ölümsüzlük suyu ile ilgili birçok efsanevi
öykü anlatılır.
Bunlardan biri de Hazreti
Süleyman’la ilgilidir.
Günlük yaşamımızda çok duymuşuzdur; ‘Dünya Sultan Süleyman’a bile kalmadı’
diye.
Sultan Süleyman için bazıları bin
yıl yaşamış gibi efsanevi anlatımları sık sık kullanırlar.
Neyse biz dönelim konu başlığımızdaki
öyküye.
Aklımda kalan efsanevi hikâyeye
göre Hazreti Süleyman, Tanrıdan ölümsüzlük suyu içmeyi talep eder. Talebinde
çok ısrar edince tanrı ona melek vasıtasıyla şu haberi gönderir: ‘İyi düşün ve çevrene sor’
Hazreti Süleyman da maiyetine
sorar, onlar da ölümsüzlük çok iyi bir şeydir, hemen Ab-ı hayat suyunu iste
derler.
Bunun üzerine o da iyi
düşündüğünü ve suyu istediğini bildirir.
Neticede Melek, bir tas ab-ı
hayat suyu getirir ve Süleyman’a verir; ‘Ama tanrı suyu içmeden önce iyi
düşünsün’ der.
Hazreti Süleyman, ahaliyi toplar,
onlara Ab-ı hayat suyunu gösterir ve içeceğini belirtir.
Tam o sırada Hoca Hızır’ın atı
oraya gelir ve Süleyman’a şöyle seslenir:
‘Sakın o suyu içme. Ben
yanlışlıkla o sudan içmiştim. Çektiğim ızdırabı anlatsam şaşarsın. Bir at
olarak yüzlerce sürümdeki yavrularımın ölümünü gördüm, üzüldüm ve bu üzüntüm
kıyamete kadar tekrarlanacaktır.
Bu nedenle o suyu içme. Sen suyu
içersen kıyamete kadar yaşayacaksın. Bu arada gözün gibi sevdiğin çocukların,
eşin, dostların bir bir ölecekler. Sen bu tekrarlanan acılara dayanabilecek
misin?
Sarayın eskiyecek, yenisini
yapacaksın. Sevdiğin dostların, arkadaşların bir bir ölecek ve bu durum
ebediyen devam edecektir. Sen bu acıklı ve ızdıraplı duruma dayanabilecek
misin? İyi düşün’
Bu gerçek karşısında Süleyman da,
elindeki suyu yere döker ve ölümsüzlük düşüncesinden vazgeçer.
Aziz okuyucularım, ilahi yasalar
gereği bütün canlılar ölümü tadacaktır.
Yüce mevlam, bizlere sıralı ölüm
nasip etsin.
‘Biz inananları dinden imandan
ayırmasın.
Üç gün yatak, dördüncü gün toprak
nasip etsin. Kimseyi yatalak halinde tutmasın ve onlara da sağlık ve şifalar
ihsan etsin.
Yaradanımızın her işi güzel ve
makbuldur.
Özetle; doğmak ne kadar ilahi
yasalar gereği normalse, ölüm de o kadar normaldir.
Büyük Ozan Yunus Emre’nin dediği
gibi:
‘Bu
dünyaya gelen kişi, ahir yine gitse gerek.
Misafirdir
vatanına. Bir gün sefer etse gerek’
Dürüst ve şeffaf bir toplumda; engin
gönüllü dostlarınızın çok olması dileği ile kalın sağlıcakla…