Mehmet Göncü
4 Ocak 2013
Sevgili okuyucularım, ben şahsen aynı vardan var olduğumuz için, bütün canlı cansız yaradılmış ne varsa hepsini severim.
Bu nedenle; gençlik hatta çocukluk yıllarımdan beri hem bitki yetiştirdim ve hem de bir çok hayvan besledim.
Ayrıca bu güzel canlılarla ilgili yüzlerce kitap okudum ve pratik araştırmalar yaptım.
Kesin olarak söyleyebilirim ki gerek bitkiler ve gerekse hayvanlar kendileri ile ilgilenenleri, şefkat ve merhametle yaklaşanları onlar da seviyor ve Lisani halleri ile karşısındakilerine pozitif enerjiler yolluyorlar.
Kaldı ki bu faydalı durum bilimsel ve hassas ölçüm aletleri ile de tespit edilmiştir.
Örneğin yapılan bir inceleme sonucuna göre, bitkilerle uğraşanların beş yıl, hayvanlarla ilgilenenlerin ise 10 yıl emsallerine kıyasla daha uzun ömürlü oldukları görülmüştür.
Başka bir gerçekte şu şekildedir. Her kim her gün bir çam ve çınar ağacına beş dakika bakarsa o gün hiçbir stres yaşamadığını görecektir.
Bir başka hakikat de şu şekildedir; özellikle kediler ve köpekler kendilerine kimin dost olduğunu ilk bakışta hemen anlarlar.
Bu durumu ben müteaddit defalar yaşamışımdır. Bir müddet evvel bir anne kedi beni hiç tanımadığı halde yanıma gelip miyavlama şeklinde benden yavruları için yiyecek istedi. Kaldı ki kediler çok gururlu canlılardır ama demek çaresiz kalmış ki benim ayaklarıma sürtünerek ve miyavlayarak yiyecek istiyordu. Durumu o tarihte aziz dostum olan kasap Ömer Canbeyli’ye bildirmiş, ondan aldığım et parçalarını da yardım isteyen kediye götürmüştüm.
Kıymetli okuyucularım, bu manada büyük ozan Yunus Emre’nin şu dizelerini hep kendime örnek almışımdır:
“Elif okuduk ötürü,
Pazar eyledik götürü.
Yaradılanı hoş gör,
Yaradandan ötürü”
Bu yazı dolayısıyla ben de diyorum ki; Ağacı, kuşu, toprağı, taşı ve de böceği, çiçeği, hele hele tüm insanları kardeş sayanlara selam olsun, selam olsun.
Dürüst ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok olması dileği ile kalın sağlıcakla…