İbrahim Halil Okuyan
6 Şubat 2008
2008 yılı hızlı başladı, senenin ilk karneleri de alındı bile… Zaman çok hızlı geçiyor. Bugün ilk karnelerini almış olmakla oyalanan çocuklar 10-15 sene sonra ülkenin “Delikanlıları” olarak askere gidecek, evlenecek, iş sahibi olacaklar. Kısaca “yarınımız” onlardan sorulacak…
Tahsiline devam edecek olanların şüphesiz ki yolları biraz daha uzun. Bu çocuklarımız geleceğe biraz daha iyi ve hazırlıklı olarak çalışmalılar. Zorluklardan yılmamalılar. Her türlü şartlara alışmalı, göğüs gerebilmelidirler. Zaten hayat onları yoğurup pişirecektir. Onlar bu döneme girmeden bu durumu yaşayabilmelidirler.
Değişik aile gruplarından gelip bir okulda eğitim gören çocuklar çeşitli dallarda eğitimlerini tamamlarken aynı zamanda “Hayat Okulu”nun eğitimini de almaktadırlar. Bu eğitim her fert için ayrı bir önem kazanmakta, çoğu zaman alınan esas eğitimin önüne de geçebilmektedir. Örneğin Hukuk tahsili yapan bir genç Avukatlığı sırasında Müzik de öğrenmekte, aldığı derslerle memleketin önemli bestekârları arasına girebilmektedir. Onun için insanın yalnız bir eğitimle kalması beklenemez. Hem geçimini sağlayan bir meslek, hem de merakını tatmin edecek bir meslek niteliğine sahip olması ideal bir yoldur.
şüphesiz her insanın böylü iki meslek edinecek parayı ve zamanı bulması her hal-ükârda mümkün olabilir. ınsanın kendi geçimini sağlayacak bir eğitimde yetinmesi, kimseye muhtaç olmaması arzu edilir. Fazlası da varsa tabii ki, baş üstünde yeri vardır. Bizim üzerinde durmak istediğimiz esas mesleğin yanında hoby türünden bir meşgalesinin olması meselesidir. Böyle bir eğitimi de tadından doyulmaz. Hem Hukuk veya Tıp, hem de bir kanun veya ud çalmak ne güzeldir. Bir de bunları kişi güzel ahlâkı ile süsleyebilmişse tadından doyulur mu?
Bu şekilde yetişmiş bir insan her yerde aranmaz mı?
Böylesi her yerde aranır ama bulmak zordur. Millet bir mesleğin peşinde yuvarlanıp kıt-kanaat geçinirken fazlasını nerden temin edecek? Her imkânı elde edebilmiş mutlu kişiler nerden bulunacak? Temennimiz bütün insanlarımızın zamanlarını dolu dolu geçirerek hem geçimlerini sağlayacak bir işi elde etmeleri, hem de zevk alabilecekleri bir işlerinin olmasıdır. Doğrusunu isterseniz kişi Lise yıllarından sonra seçeceği mesleğinin yanında bir de merak salacağı bir iş edinmesi zor olmayacaktır. Yeter ki niyet etsin ve bu yolda çalışmasını bilsin. Hiçbir etki altında kalmadan doğru bir yol izleyerek çalışmasına devam edebilsin
Tabii iş yalnız musikiye sevdalanmak değil. Mesleğini çalıştığı ikinci bir yabancı dille süsleyenlerin sayısı da çoktur. Biz okurken Alman, Fransız, Arap, ıngiliz Kültür evlerine gidip lisan öğrenen arkadaşlarımız da vardı. Hayatta iyice muvaffak olup iyi bir yere gelenler de onlar oldular. Hepsine saygı duyuyor ve yetişmekte olan gençlerimize bu yolları tavsiye ediyoruz. Ve sözümüzü bir düşünürün güzel bir vecizesi ile tamamlamak istiyorum: “Hayat kısa, ilim uzun, tecrübe aldatıcı, fırsat kaçıcıdır…” Bunu bilerek ve duyarak çalışınız. Allah (c.c) cümlenizi muaffak etsin.