Köşe Yazısı

GÖZÜN AYDIN URFA…

Nejat Karagöz

Nejat Karagöz

Tüm Yazıları Gör

Herhalde ömrümüz bunları yazmakla geçecek.

 

Urfa bu sene de YGS’de elinde tuttuğu rezalet şampiyonluğunu bırakmadı!

 

Türkiye’de illere göre başarı sıralamasında 76. Sıradayız.

 

Sadece ve sadece Van, Mardin, Şırnak ve Hakkâri’yi geride bırakabilmişiz; ne mutlu…

 

Geçtiğimiz yıllarda da her sınav sonrası yana yakıla şekvada bulunduğumuz bu tablonun sorumlularının başında Eğitim Müdürü’nü görmek/göstermek sadra şifa olmadı ne yazık ki.

 

Evet, Eğitim müdürü değişti

 

Eğitim sistemi değişti

 

Ama kafalar hep aynı kaldı.

 

Genel başarıyı bireysel çıkışlarla açıklama gayreti yerinde saydı.

 

Yarın-öbür gün caddelerde görmeye başlayacağınız manzara şudur:

 

Falanca dershanenin şu kadar öğrencisi derece yaptı,

 

Şu, şu öğrencilerimiz şöyle puanlar aldılar… Türünden vıcık vıcık rezalet akan ucuz reklam pankartlarıyla afişleriyle donatacaklardır caddeleri…

 

Ve gene kimsenin aklına gelmeyecek ki sorsun:

 

Bu kadar başarılısınız da nasıl oluyor 76. Sıradan bir milim kıpırdayamıyoruz?

 

Bu sene dershanelere akıtılan paranın miktarı nedir?

 

Bu paralardan devletin kasasına (Vergi olarak ) giren miktar ne kadardır?

 

Bu paralar toplamda kaç öğrenciye başarı olarak dönmüştür?

 

Kişisel başarıların toplam harcamaya göre maliyet nedir?

 

Bu paralarla eğitime başka ne gibi kalıcı hizmetler sağlanabilirdi?

 

Bu soruların ardı arkası gelmez.

 

Gelmez ama bir tane de makul cevap alamazsınız.

 

Neden?

 

Çünkü başta eğitimcilerimiz olmak üzere, memleketin eğitim gibi bir derdi yok da ondan!

 

Dahası, önce eğitimcilerimizin eğitilmesi gerek

 

Çünkü kapısında Milli Eğitim yazan binanın içerisindeki “eğitimli” adam sayısı o kadar az ki…

1.766 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Köşe Yazısı

GÖZÜN AYDIN URFA !

K. Eren Akalın

K. Eren Akalın

Tüm Yazıları Gör

Siz bilmezsiniz…


Urfa’nın lahit taşlı dar sokaklarında, o taş duvarlara çın çın çarpan bir çocuğun türküsü ile birlikte büyüyen öksüz sevdaları asla bilemezsiniz..


Televizyona baktım, benim gibi bir Urfalıyı yüreğinden darağacına asmışlar, onun adı İbrahim Tatlıses, o kadar…


Gece başını koyduğu çimento torbalarının yerinde kalın kalın kitaplar olmadığı için, derdini anlatamıyor… Çırpınıyor, bağırıyor, çağırıyor, öfkeleniyor, saçmalıyor…


Ama derdini anlatamıyor…


‘‘Ben Urfa’da büyüdüm… Oranın taşı-toprağı sevdadır… Yüreğimdeki sevdaları boynuma dolayıp beni asıyorsunuz…’’ diyemiyor…


Bir Urfa türküsü bile aklına gelmiyor:


‘‘Vurmayın ağalar ben yaralıyam


Eller al giyinmiş ben karalıyam…’’


*


O taş sokaklarda büyüyen çocukların yazgısıdır bu…


Kimi tabular uğruna başı okşanmamış çocukların, her yerde bir kıymık sevgi aramalarının kaçınılmaz yazgısı…


Yeryüzünü dolduran altı milyar insan ilgi gösterse, yüreğinden altı milyar parça koparıp altı milyar insana da dağıtacak kadar ilgiye susamışlığın sonucu…


Ama öte yandan bir tek sevgiyi bile anlatamayacak kadar beceriksiz…


Sizler bilmezsiniz…


Urfalı için kadını kutsaldır…


Kadınsız sıra gecelerinde bile, elinde sazı, uzakta bir evde onu sessizce bekleyen mübarek kadınına seslenir:


‘‘Bir oda yaptırdım hurma dalından


İçini döşedim acem malından


O da benim değil ahbap malından…’’


*


Ama Urfalı bu…


Taş sokakların taş duvarlarına çarpa çarpa evine yollanırken bile, aklınca hovardalık sandığı, aslında bir sevgi dilenciliğini mırıldanır durur:


‘‘Urfalıyam ezelden


Gönlüm geçmez güzelden…’’


Serseriliğinden değil…


Çocuktan gizlenmiş sevgilerin, duyulmamış sözcüklerin, okşanmamış bir başın belasıdır…


Sizler bilmezsiniz…


*


Tarih, 26 Ağustos 2000,


Yazının adı; “URFALICA SEVDALAR”


O güne kadarki  yaşamımın en uzun gurbetindeyim,


O güne kadarki okuduğum, Urfalılığı en iyi tanımlayan yazı,


*


Bir gece yarısı Derya Tuna, bir gazinoda sahne aldığı için  bir maşa tarafından  topuğundan kurşunlanıyor ve neredeyse tüm basın İbrahim Tatlıses’e  linç kampanyası uyguluyor,


Bir tek Bekir Coşkun karşı çıkıyor bu duruma,


Tüm Türkiye’ye  Urfalıca Sevdalarla cevap veriyor,


Hüngür hüngür  ağlıyorum yazıyı okurken; gurbet soğuk, gurbet puslu, gurbet üzerime çöken ağır bir ölüm uykusu !  


Ve şimdi o Bekir Coşkun susturuluyor,


“Benim en az okuyucumun olduğu, kitaplarımın en az sattığı yerdir Urfa. Türkiye’nin hangi şehrinde konferans versem salonlar dolar, Urfa’ya gittiğimde 4 kişi vardı; onlar da benim kuzenlerimdi” diyen Bekir Coşkun susuyor,


Benim payıma da ince bir sitem düşüyor;


Gözün aydın Şanlı  (!) Urfa,


Bundan sonra Urfalıca Sevdalarını,


“AK” vekillerin anlatsın…


 


 


 


 


 

1.513 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir