Bülent Okutan
14 Ocak 2008
Son yazımda Belediye Başkanımız Fakıbaba’nın şanlıurfa’da ki köşe yazarlarına verdiği kahvaltıyı aktarmıştım.
Aynı yazıda zatıalimin fırsat bulamayıp kafamda ki bazı sorunlar ve naçizane çözüm önerilerini de dile getiremediğimden dem vurmuştum.
Eeee elimizde kalemde mi yok. Daha doğrusu klavye. Buradan bari iletirim diye düşünüyorum.
Dikkate alınır alınmaz o benim sorunum değil.
Otogar’ın yeri, ya da Temizlik ihalesinin Başbakanın yandaşlarına verilip verilmemesi değildi kaygılarım, ya da oklarımın hedefi. Ben soft düşünen bir insanım. Temennilerim beklentilerim de, o derece masumdu. Ama dedim ya dile getiremedim. Daha doğrusu dilime sıra gelmedi ve dilime söz hakkı doğmadı.
Mükellef sofrada! tıka basa yeyip de ağzımızın doluluğundan değildi, söylemlerimi dile getirememem.
Basit bir öneri önceliğimdi. Ama öneremedim. Çünkü söz sırası gelmedi. Bari bu gün buradan aktarayım istedim.
Kentin tek bir Bulvarı var. O trafik keşmekeşini yaşadığımız. Bunun baş sorumlusu zaten Belediye ve Trafik şube Müdürlüğü.
Sizce en çok nerede kilitleniyor seyrü trafik?
Bir- Karameydanı ile Kapaklı Kavşağı arasında. ıki -Kapaklı kavşağı ile Köprübaşı arasında. Üç- Köprübaşı ile Vilayet arasında.
ılk iki örneğimde çözüm yok. Çünkü orta reflüj yok. Sorun Emniyetin Trafik şubesini bağlıyor. Sağlı sollu park sıkıntısını aşamıyor bu birim. Ama üçüncü etap olan Köprübaşı-Vilayet arasında ki sıkıntıyı aşmak Belediyenin elinde.
Bu kısımda sağ ve sol cenahta hiçbir yeri yıkıp Bulvarı genişletemezsiniz. Peki ortada ki o koca reflüj şartmı?. Neredeyse iki metre genişlikte ki bu alan daraltılıp yolun iki yakasına yarımşar metre soluk aldırılamaz mı ? Burası Belediyenin önü diye üç havuz çok mu gerekli. Aslan yattığı yerden bellidir deyip de estetik sunarak, insanları cendereye sokmanın alemi yok. Üç havuz eksik olsun yahu.
Fakıbaba ilk göreve geldiğinde Bulvarda ki yamru yumru ağaçları ortadan kaldırarak işe başlamıştı. Biz fakirler ise, kıyameti koparmıştık. Ama ne zamanki Sarayönü’nden bakıp da Abide kavşağını gördüğümüzde sesimiz kısılmış, ufkumuz ise açılmıştı, Bulvar gibi.
Yani Başkan, Kral ıskender’in kılıcı ile Gordion’un düğümünü kesmesi timsali işe başlamıştı. Gözünü karartmıştı. Kötümü olmuştu. Hayır diyenlerin ne kadar çoğunlukta olduğunu buradan duyar gibiyim.
şimdi de küçük bir düğüm var, aynı kılıç ile kesilip çözülmesi gereken. Köprübaşı ile Vilayet arasında.
Haydi başkan çek kılıcını ve üç havuzdan vazgeçip şu üç yüz metrelik arenayı da Gordion gibi kazan.