İbrahim Halil Okuyan
31 Ekim 2007
Güneydoğu’da saldırıya uğrayan 13 şehidimizin acısı ile girdiğimiz bu seneki Cumhuriyet Bayramımızda gerek Devlet adamlarımızın ve gerekse Genelkurmay Başkanlığımızın kararlı tutumları halkımızın Cumhuriyet Bayramının yüceliğine dönmesine sağladı, buruk da olsa 84. yıl dönümü kutlamaları olağan seyrinde devam etti.
Türkiye bu kritik günlerde şehitlerini unutmayıp Güneydoğu’da tarihinin en hareketli günlerini yaşarken Avrupalı ve Amerikalı (ABD) dostlarımız (!) hala bildiklerini okuyorlar, bu ateşe bir su serpeceklerine uşaklarının marifetlerini maharet sayıp Ortadoğu’nun daha çok karışmasına çanak tutuyorlardı. Gerçekte de Türk ölmüş, Kürt ölmüş onların umurunda mı? Dünyadaki bütün Türkler ve Kürtler ölse bayram ederler. Zil takıp oynarlar. Bugün Talabani’den, Barzani’den yanaymış gibi görünmeleri Irak işgalini kendileri için sağlama bağlamak ve Türkiye den 1 Mart tezkeresinin intikamını almak içindir. Sahte dostluk çatısı altında bizi birbirimize kırdırmak içindir. Terörle de olsa Ortadoğu halklarını iflah etmemek içindir. Yoksa dost dediğin hainlerin böyle meydanı boş bulmuşluğuna müsaade eder mi?… Çifte standartlarla her türlü belayı dostunun başına sarar mı ?
Bunların dostluğundan(!) bizim bir şey anlamamız mümkün değildir. Gerçek manasıyla bunlar kalleştirler. Ortadoğu halklarının anladığı manada er ve insan olamazlar.
Zaten kime dost kime düşman oldukları pek belli olmaz. Menfaatleri o an için neyi gerektiriyorsa onu yaparlar. Milletleri birbirlerine düşürerek kendilerini güvenli ortamlarda yaşatırlar.
Aslında dinine imanına da düşmandırlar. Bir fırsatını bulunca hemen gerçek yüzlerini ortaya koyar, Peygamberine bile saygısızlık ederler. Bugüne kadar Amerikalının, Avrupalının gerçek yüzünü anlayamamak hatası bizimdir. Ortadoğu’daki belaların oluşmasında bu anlayışsızlığın cezasını hepimiz çekiyoruz. Daha da çekeceğimiz vardır, uyanmazsak, kendimize gelmezsek kaybımız çok artacaktır.
ınancımız şu ki; ABD’linin, Avrupalı’sının bize olmadığı gibi hangi etnik kökenden olursa olsun Irak halkına da bir faydası olmayacaktır. Yarın, Irak’ı iyice sömürdükten sonra halkları da birbirine iyice düşman ettikten sonra defolup gideceklerdir.
Hedeflerinde yeni masum kitleler vardır. Komşu Devletler olarak Ortadoğu halkları birbirlerine bağlanmazlarsa hedef kitle onlardır ve av olmağa hazırlanmalıdırlar. Eğer uyanabilir, biri birimize sarılırsak bu zalim ve imansızlar hiçbir işi başaramadan kötülüklerini, bölgeye verdikleri zararların nemasını alamadan defolup gideceklerdir. O günlerin hakiki sahibi olabilmek için bizim, kavgalarımızı unutup birbirimize dost olabilmenin yollarını bulmamız şarttır ki, bu da inancımızın yarattığı hoşgörü ortamında zor olmasa gerek.
Kafirlerin dostluğu için kendi kendinizi tüketirken, gerçek dostluklar için de biraz emek sarf etsek, herhalde sonuçta bütün taraflar kârlı çıkar.. Bir deneyelim, kaybedeceğimiz bir şey olmaz herhalde.