Ömer Elçi
24 Nisan 2013
GDO, yani genetiği değiştirilmiş organizmalar, genetiği
değiştirilen yemlerle beslenen hayvanların etinde, sütünde yumurtasında…
Mısırözü, kanola yağı, mısır şurubu,
mısır nişastası, soya lesitini, pamuk ve daha bilme şansına sahip olmadığımız
nice ürünler GDO’lu…
Genetiği değiştirilmiş ürünlerin tamamı
böcek öldürücü zehir içerdiği gibi, yabani otlardan korunmak için çeşitli
kimyasalları da içeriğinde saklamaktadır…
Hükümet GDO sessizliğini sürdürüp,
ürünlerin etiketlerine açıklama koydurtmazken; tüketicinin tercih hakkına saygı
göstermiyor…
Açlığa çare olduğunu söyleyenler ölüme
davetiye olduğunu söyleyemiyorlar…
GDO’ların kimyasallarla hem toprağı hem
de suları zehirlediğini söyleyemiyorlar…
45 günde kesime gelen tavukların
kesilmediğinde kısa süre sonra neden öldüklerini söyleyemiyorlar…
Kalp krizi, Obezite, kanser
türlerindeki patlamanın nedenlerini söyleyemiyorlar…
*
Mersin limanında bulunan GDO’lu
pirincin daha önce taşınılan bir üründen etkilendiğini söylemeleri ne kadar
inandırıcı?
Çernobil faciasında radyasyonlu çayı ve
fındığı halka “Bakın bende içiyorum, yiyorum” tükettikleri gibi şimdi de bazı
siyasilerin birkaç gün içinde tornistan yapıp; “GDO’lu pirince izin vermiyoruz,
çekinmeden tüketin” demeleri ne kadar inandırıcı?
Binlerce ton pirincin 3 firmanın
haricinde hangi firmalarca piyasaya sürüldüğü halen tespit edilemediği ortamda
inandırıcılık beklemek!
*
Mısır şurubunun konumu da sorularda ama
soruları cevaplayacaklar siyaset maçında…
Mısır şurubu baklava, dondurma,
meşrubat, çikolata, gofret, meşrubatlarda, tatlılarda ve daha nice üründe
kullanılırken ürünlerin etiketlerinde net bilgiler yokken artan kanser
vakalarının da GDO’lu ürünlerle ilgisini anlatacak yok…
Çoğu baklavacı, tatlıcı, dondurmacı
ucuz diye kullanırken Urfa’da, Türkiye genelinde denetim yokken; siyasilerin
spora gösterdikleri ilgi kadar halkın sağlıklı ürün tüketmelerine ilgi
göstermedikleri kesin.
*