Deniz Güney
19 Ekim 2012
Şimdi yazsan olmuyor, yazmasan olmaz.
Sussan olmuyor, susmazsan olmaz.
Kaleme tedbir koymak da fayda etmez.
Eee o zaman.
Önce iğneyi kendine batıracaksın diyorum.
Sonra çuvaldızı başkasına.
Çünkü hayatta hiç kimse dört dörtlük değildir.
Hiç şüphesiz bu satırları yazan da.
Ama tecelli bu ya
Köşe tutup yazanlar,
Muhabir olup haber kovalayanlar.
Sanki sütten çıkmış ak kaşık gibi kalem oynatıyor.
Biraz dönüp aynaya bakmayı hiç akıl etmiyor.
Bu durum kağıt medyada da böyle. Sanal medyada da.
Cebine sarı renkli bir kart koyanlar, gazeteciyim deyip ortaya çıkıyor.
Sonra bir de bakmışsın faka basıyor.
Hem de bir değil, birkaç kez.
Hadi gel ayıkla pirincin taşını.
Şimdi buradan söylüyorum;
Urfa medyası kendi arasındaki çürükleri ayıklamak zorunda.
Hiç olmazsa böylelerine karşı tavır almak zorunda.
Adam dolandırıcılıktan, hırsızlıktan gözaltına alınıyor.
Sonra serbest kalıp yeniden haber peşinde koşturuyor.
Bir bakıyorsun gazeteciler de bu şahısla haber paslaşıyor.
Kurumlar buna akredite veriyor.
Kendini gazeteci ilan eden bu şahıs, bakanın, başbakanın hatta Cumhurbaşakanın
Programlarını bile takip ediyor.
O zaman tiwitır hesabı olan da bu memlekette gazeteci. Cep telefonu olan da.
Çünkü onlar da çektiklerini sosyal medyada yayınlıyor. Bunlar da mı programları takip etsin.
İşte bu yüzden gazetecilik öldü, başınız sağ olsun diyorum.
Yine geçen gün valilik bülteninden okudum. Gözaltına alınan aynı şahıs, hakim karşısına çıkıyor.
Hakim Bey, gelsin jandarma, polis karakoldan diyor.
Çünkü mahkeme o gazeteciyi tutukluyor.
Bu şahıs bir internet sitesinin sahibi ve muhabiri.
Şimdi cemiyetlere bakıyorum. Hiç biri açıklama yapmıyor.
Böyle bir olaya tepki koymuyor.
Tepki koymayınca da halk arasında bu olaydan haberdar olanlar, “İşte bak gördünüz mü? Demek ki bütün gazeteciler böyle” diyor
Tabi bir kısım medya da, hapiste olan gazeteciler için Türkiye’de ortalığı ayağa kaldırıyor.
Çünkü cezaevindeki gazetecilerin sayısının çok olduğunu söyleyenler bu gazeteciyi de gazeteci olarak sayıyor. Durum böyle olunca da Türkiye’de cezaevinde tutuklu olan gazetecilerin sayısı da yüksek gösteriliyor.
İşte bu yüzden sırf bu yüzden, sizlere ömür gazetecilik öldü diyorum.