Bülent Okutan
13 Şubat 2008
Güneydoğu’da onlarca sinema ve dizi filmi çekildi, halende çekilmeye devam ediyor. Sadece Kültür ve Sanat’ın ve medeniyetlerin beşiği bizde çekim yok. Kameralar yönetmenin talimatı ile motor-kayıt diyemiyor.
Düne kadar bu kent bir platoydu. Sinema, film denince akla gelen ilk isim, ilk şehir idik. Yüze yakın eser burada beyazperdeye kazandırıldı. Yenilerde şener şen’li Eşkıya, eskiler de Eşref Kolçak’lı Erkek Ali gibi.
Ama ne zamanki Erkek Ali’liğimiz tutup, Eşkiyalık yapmaya başladık, olay bitti. Pılını pırtını, kamerasını toplayan yönetmenler memleketi terki diyar etti. Sözde rencide olmuştuk, gurur haysiyetimiz ile oynanmıştı. Setleri basılan oyuncular tekbir sesleri arasında bir araba dayak yemiş ve ardından düşman Fransızlar gibi geldikleri Akabe boğazından gerisin geri gitmişler, daha doğrusu kaçıp canlarını kurtarmışlardı.
Sorumlu bana göre bu ilin yöneticileriydi. Gelen ekibi kuru kuru Polis evinde yatırmanın ötesinde, irdelemeliydiler. Ve incelenen, daha doğrusu incelenmeyen senaryonun bize uygunluğu sağlanmalı orta bulunmalıydı. Ama onlar bunu yapmak yerine, bizde olmamasına rağmen ….larına kadar dövme yaptıran artislerle hatıra fotoğrafları çektirip, işin popülaritesine kaçmayı tercih ettiler.
Hal böyle olunca da o kaçan filmciler, komşu illere sığınıp başka filmler çevirmeye başladılar. Haklıydılar. Bunların bir kısmı da Antep’e sığındı. Eeee koca Antep. Her seçim sonrası Bakan çıkaran, sanatçı sopalamayan, o güzel şehre yani.
Ve hemen de intikam almaya başladılar. Dövermisiniz adamları? ılk çevrilen dizilerden biri Karayılan oldu. Antebin kurtuluş destanı.
Jenerik müziğini dinlerken bile ürperdiğim o dizi;
-Kara yılan derki harbe oturan
-Kilis yolundan kelle getirah
Yaptıklarımızdan sonra o Kilis yolu nedense bana, Urfa yolu diyorlarmış gibi gelmeye başlamıştı inanır mısınız?
ışte Urfa-Antep farkı konusunda, bıktığım o benzetme, kıyaslama son meyvenin geçtiğimiz günlerde komşuya bir kez daha sunulmasına vesile oldu. Hem de Altın bir tabak içinde.
Urfalıların Kirvesi! Cumhurbaşkanı bu kente koşarak gelip, ıstiklal Madalyası Beratını Gaziantep Valisine verdi.
Bu beratın verilmesi konusunda en önemli hatırlatma kuşkusuz Karayılan dizisiydi.
Yani bir film. Hani o bizim set basarak kopardığımız filmlerden biri. Sözün özü; medeniyet, kültür, sanatın beşiği bu il yine kaybetti. Hem de anlı şanlı tarihine inat kovduğu değil, Fransız kaldığı sanat yüzünden.
Ne diyelim sağlık olsun…Sebep olanlar utansın…