Ömer Elçi
28 Kasım 2007
Nazım Ekren Güneydoğu Anadolu Projesinde (GAP) önceliklerin; Yenilenebilir enerji, Tarım, Organik giysi (tekstil) ve Turizm olduğunu söylüyor.
Bölge gezisi öncesindeki brifingde GAP idaresi antepfıstığı üretiminin Türkiye ve şanlıurfa açısından önemini ya yeterince anlatamadı, ya da es geçti.
Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren imzasıyla GAP kapsamındaki 9 ilin Valiliğine gönderilen genelgede kamu kurumlardan, sivil toplum örgütlerinden, derneklerden temsilci belirlenmesi ve bir komite oluşturulması istenmiş.
şanlıurfa Valiliği de bazı sivil toplum kuruluşları ve bazı dernek başkanlarını tespit etmiş.
“GAP- şanlıurfa sorunlarını yakından biliyorlar ve takip ediyorlar diye seçilmişlerdir” diyenler olduğu gibi zıt görüşte olanlar benim dışımda tartışadursun; yeni konseyimizde bildiğim kadarıyla fıstık bahçelerinin sulanması gerektiğini beyin fırtınasına dahil edememiş…
şanlıurfa GAP Konseyi oval masa etrafında bakanla, milletvekilleriyle, bürokratlarla yaptıkları beyin fırtınasının, şanlıurfa’da fırtınalar oluşturacağını sohbetlerinde savunurken, dinleyicilerinin tebessüm etmeleri ayrı konu…
GAP Uygulama Eylem Planı temsilcilerinin şanlıurfa ve GAP gerçeklerini ne kadar bildiklerini neleri ne kadar gerçekçilikle paylaştıklarını önümüzdeki aylarda göreceğiz…
Milletvekillerimizden kimlerin gelecek aylarda, yıllarda GAP’tan sorumlu bakanla, Başbakan’la öncelikli ve mecburiyet arz eden projeleri ne kadarıyla devreye sokabileceklerini yine önümüzdeki aylarda veya yıllarda göreceğiz.
Tebessümler, umutları ve beklemeleri ise korkarım ki kuruyacak milyonlarca fıstık ağacı göremeyecek…
Bakan Erken, gezisinin amacının “halkın projeye daha fazla katılabilmesi” olarak özetlediği için, GAP ıdaresinin veya konsey üyelerinin zaman darlığından dolayı yeterince fırtına oluşturamadıkları “Bozova 2. Pompaj Sulama Projesi”ni halktan biri olarak birazcık irdelemek istiyorum…
*
Antepfıstığının ilk olarak Etiler döneminde Güney Doğu Anadolu’da kültüre edilmiş.1.yüzyılda Roma’ya oradan ıspanya’ya ve sonrasında 185354 yıllarında Amerika’ya geçirilmiş.
Yüzlerce yıldır ıran ve Türkiye’de üretimi yapılan fıstık 150 yıl içinde ABD’de üretilerek dünya piyasasında ıran’dan sonra ikinciliği; gelecekli 50 yılda ise birinciliği amaçlıyor.
Araştırıyorlar ve bilerek tarım yapıyorlar. Türkiye’de ise kulaktan dolma bilgilerle ve kaderciliğe dayanan yaklaşımla tarım yapılıyor.
Türkiye aşılı ve yabani ağaç sayısıyla dünya birincisi ama elde edilen ürün bakımından ise dünya üçüncüsü, mecburiyet arz eden yatırımlara başlanmazsa birkaç yıl sonra dünya dördüncüsü, beşincisi olacak.
Gelecekli yıllarda ise kuruyan fıstık ağaçları dünya birincisi olacak…
ABD, ıran, ıtayla, ıspanya Türkiye’nin yuvarlak masa konsey üyelerine tebessüm ederken, milyonlarca fıstık ağacının çığlıkları birilerinin kulaklarını tırmalayacak…
*
1998 yılı verilerine göre ıran’da 313.000 ton, ABD’de 85.000 ton üretim yapılmış. Türkiye üretimi ise 2000 yılı verilerine göre 85.000 ton.
ıran ve ABD’de fıstığın ürün artışının temelinde fıstık bahçelerinin tamamının sulanması.
Türkiye’de ise 40 milyonu aşkın fıstık ağacının %95i susuzlukla kendi kaderin terk edilmiş durumda.
“Bozova 2.etap pompaj sulama” projesi fıstık bahçelerinin olduğu alanlar için hazırlanmış ama ne yazık ki, edinimlerimize göre 2012 yılına kadar ki planlamalarda yok.
2012 yılı veya sonrasına bıraktırılacak proje ile de yüzlerce yıllık fıstıklar kuruyacak…
Kına gelecek ama yakacak el yok veya “kına gelmiş neyime, yakayım mı…” Denecek.
*
Yıllarca mühendisler “fıstık susuzluğu sever ve susuzluğa dayanıklıdır” yaklaşımında bulunmuşlar.
Çiftçiler mecburen kuraklığa dayanıklı diye ve yağış dengesizlikleri nedeniyle tahıl vb ürünler yerine fıstık üretimine yönelmişler.
Son birkaç yıldır Ceylanpınar vb birkaç yerdeki denemelerde “fıstık suyla daha verimli hale gelir” raporlarını hazırlamaya başlamış mühendisler.
Oysa ıran ve ABD onlarca yıldır ki fıstık bahçelerini suluyorlar…
ıran, ABD, ıtalya, ıspanya dünya birinciliği için mücadele ederken, Türkiye küresel ısınma ile yok olabilecek fıstık bahçelerinin gerçeğinin halen çok ama çok uzağında.
Fıstık ağacının yıllık su ihtiyacı 750- 800 mm olmasına rağmen, Güneydoğu Anadolu’nun yağışı 250- 550 mm arasındadır.
Küresel ısınma ile birlikte her yıl daha az yağış ve yağış dengesizlikleri ise vurdumduymazlıklar nedeniyle toplu kurumalar başlayacak…
50100 ve daha yukarı yaşta fıstık ağaçları kuruduğunda ise kimler, kimleri suçlayacak?
Konsey üyesi olarak seçilmişler, kurum amirleri kuruyacak fıstık ağaçlarının çığlıklarına kulaklarını tıkayacaklar mı?
Kuruyacak ağaçların kuru bedenlerini görmemek için gözlerini yere dikecekler mi?
Bilemem, çünkü sorumluluk, yetki, söz ve projenin devreye konulması gücü onlarda
*
50 yıl önce fıstık üretiminde söz sahibi olan Türkiye bu gün ıran ve ABD’nin gerisinde. Bir an önce Türkiye ve hele ki şanlıurfa uyanmak zorunda.
GAP projesi içinde “Bozova 2.etap sulama projesi” bir an önce devreye konulmalı…
“Bozova 2.etap sulama projesi” hangi köyleri ve söz konusu köylerin şanlıurfa fıstık üretimin yüzde kaçını karşıladığını şimdilik belirtmiyorum.
Konsey üyesi veya milletvekillerimizden kimlerin, hangi kurumların öncelik arz eden konuyu GAP’tan sorumlu bakana veya başbakana ileteceğini de binlerce üreticisi gibi bende merak ediyorum…
Bir ay sonra proje içindeki köyleri ve köylerdeki toplam fıstık ağacı sayısını ve ortalama ürün rekoltesini açıklayacağım.
Konuyla ilgilenme sorumluluğu duyan ilgili, yetkili kişi açıklarsa da, oval masada hakkıyla oturma hakkına sahipmiş diyeceğim, konuşanlar gibi…
Basından izlediğim ve aldığım duyumlara göre” Siverek, Hilvan sulama projesi, Bozova 2. etap sulama projesinden daha önceliklidir” girişimlerine bazı kesimlerce hız verilmiş.
Siverek, Hilvan projesinden daha öncelikli ve geç kalınma ile geri dönüşümü olanaksız zararlara yol açacak “Bozova 2.etap sulama projesi” bir an önce devreye konulmak zorunda…
GAP içinde sulanacak her karış toprak Türkiye açısından kazanımdır ama pamuk, mısır, tahıl vb ürünlerle, yüz yılda yetişmiş fıstık ağaçlarını aklıselimler mantık süzgecinden geçirmek zorunda.
Onlarca yılda, yüz yılda yetişebilen fıstık bahçelerin geleceği siyasi yanlışlıkların, popülist yaklaşımların kurbanı olması Türkiye ve şanlıurfa için çok büyük kayıp olacaktır…
*
Kuru ortamda 78 yaşında aşılanabilen fıstık, sulu ortamda 23 yaşında aşılanmakta.
Kuru ortamda 10- 12 yaşında ilk ürün alınabilmekte.
Sulu ortamda ise bu süre 5- 6 yıl.
Fıstık ağacı kuru tarımda ancak 25- 30 yaşında ise masrafını çıkaracak ürün verebilmekte.
Her yıl 7- 8 demir sürme, belleme, budama, aşılama, ilaçlama ile elde edilen ürün gelirinin büyük çoğunluğunu geri alan veya ürün veren kadar keseden yiyen fıstık alanlarının sulanması önce Türkiye, sonra şanlıurfa açısından çok önemlidir.
Türkiye’de hele ki şanlıurfa’da “baba diker, oğlu yer” görüşü yaygındır. ABD ve ıran’da “kendin dik, kendin ye” görüşü gerçekleştirilmiştir…
Sulama yapılan bir bahçeden en az %60 daha fazla ürün alınabilmekte…
Sulama yapılan bir bahçe her yıl ürün vermektedir…
şanlıurfa ve Gaziantep Türkiye fıstık üretiminin %95ni karşılamakta
1997 yılı verileriyle şanlıurfa’da 38.940 ton, Gaziantep’te ise 18.399 ton fıstık üretimi yapılmış.
Sulama ile ürün rekoltesi iki katına çıkacaktır.
Oval masa etrafında toplanan veya bazı kesimlerin söylediği şekliyle toplattırılan konsey üyeleri, milletvekilleri fıstık ağaçlarının uğultusunu, çığlığını TBMM plan vb komisyonlarına bakalım taşıyabilecekler mi?
*
şanlıurfa-Bozova merkez pompaj sulaması inşaatı kapsamında; Atatürk Baraj Gölü’nden pompajla su alınarak birinci kademede 509 ha alan sulanmaya başlanmıştır.
ıkinci kademede 860 ha sulaması planlanmaktadır.
ıkinci kademe ise yüz binlerce, milyonlarca fıstık ağacı mevcut.
şanlıurfa’daki fıstık üretiminin yüzde 50’sinden fazlası “Bozova 2. Pompaj Sulama Projesi” kapsamındadır. Proje kapsamındaki köylerin muhtarlıkları ve çiftçileri dosya hazırlamış, imza toplamış ama sulamanın önemliliğini aktaracakları makamlara halen ulaşamamışlardır.
ıkinci kademenin bir an önce 2008 veya 2009 projelerine alınması veyahut da 2010 projesine alınması için gerekli çalışmaların şimdiden yapılması çok büyük önem arz etmektedir.
Söz ve yetki sizde milletvekilleri…
Söz ve yetki sizde oval masa konseyi üyeleri…
Söz, hak arama ve sorumluluk sizde fıstık üreticileri, köy muhtarları…
Fıstık ağaçlarının ne kâğıdı, ne de kalemi var…
Fıstık ağaçlarının su olan yerlere yürüyecek ne ayakları, ne de uçacak kanatları var…
Kör olmayın, sağır olmayın fıstık yiyenler ve fıstık sayesinde geçinenler…
Fıstık ağaçlarının çığlıklarını duyun…