Erdoğan: Milleti provoke eden gazeteci olmaz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sokak röportajlarına tepki göstererek “Milleti provoke eden gazeteci olamaz.” dedi. Eline mikrofon alıp dışarı çıkan herkesin gazeteci olmadığına vurgu yapan Erdoğan, “Sokakta milletimiz açıkça tahrik ediliyor.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe’de 10. Anadolu Medya Ödülleri programına katıldı. Sokak röportajlarına tepki gösteren Erdoğan, “Milleti provoke eden gazeteci olmaz.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları şöyle:
“Gazze başta olmak üzere gönül coğrafyalarımızın farklı yerlerinde basın emekçileri hayatını kaybetti. İsrail Filistin’de 212 gazeteciyi şehit etti. Filistinli gazeteciler canice katledilmeye devam ediyor.
Görüyoruz ki hakikatin peşinden koşanlar sadece haber yapmaz. Bu şuurla hareket edenler tarihe not düşen sessiz yığınların sesi olur, giderek kutuplaşan medya düzeninde özgür ve özgün bir duruş sergiler.
Anadolu medyası varsa milletin sesi vardır. Anadolu medyasının sesi gür çıktığı sürece demokrasimiz de serpilecek, sağlam temeller üzerinde yükselmeye devam edecektir.
“MEDYA ESKİSİNDEN DAHA ÖZGÜR”
Siyasi hayatında defalarca medyanın gadrine uğramış, vesayetçi ve tek sesi medya düzeninin sıkıntılarını iliklerine kadar hissetmiş kardeşiniz olarak dillendiriyorum. Manşetlerle çarpışa çarpışa geldik.
28 Şubat dönemindeki korkunç medya atmosferini hiçbirimiz hatırlamak istemiyoruz. Manşetler sayesinde doğrudan hükümete ayar verildiği, imam hatip okullarının önünde sözde gazetecilerin nöbet tuttuğu utanç verici günleri artık geride bırakmaktan memnuniyet duyuyoruz. Türkiye bugün 2020 öncesine göre, çok daha serbest bir medya ekosistemine sahiptir. Bu özgürlük ortamı çoğu zaman sorumsuzluk seviyesine kadar gitmektedir.
Ülkemizdeki basın mensupları batıdaki meslektaşlarına göre daha rahat kalem oynatmaktadır. MİT tırlarının durdurulmasından, 17-25 Aralık darbe girişimine, bunu pek çok kez yaşadık. Devlet ve millet düşmanlığı, gazetecilik faaliyeti gibi gösterildi. Bugün güya basın özgürlüğü üzerinden bizi eleştirenlerle, o gün FETÖ’ye kol kanat gerenler aynı kişilerdir.
SOKAK RÖPORTAJLARINA TEPKİ
Eline bir mikrofon bir de kamera alanın kendini gazeteci ve muhabir olarak gördüğü bir ülkede yaşıyoruz. Geçtiğimiz günlerde şahit olduğumuz üzere, bu şahıslar özellikle sokak röportajı adı altında sokaklarda adeta terör estirmektedir. Öyle ki, mikrofonu kapan milllete hakaret etme cüretini kendini buluyor. Halkın nabzını ölçmek yerine, gerek provokatif sorularla, gerekse sorunlu üslupla milletimiz açıkça tahrik ediliyor. İtibar suikastleri ve hakaretler karşısında yargı harekete geçtiğindeyse bu sefer basın özgürlüğü denilerek yaygara koparılıyor.
Nasıl bir cübbe giyen hakim-savcı-avukat olmuyorsa, nasıl bir üniforma giyen polis-asker kabul edilmiyorsa, nasıl her steteskop takana doktor demiyorsak; eline mikrofon ve kamera alıp sokağa çıkan herkes gazeteci değildir, basın mensubu değildir.
Milleti provoke eden, halkı galeyana getiren, hele hele insanımıza hakaret eden gazeteci olmaz, olsa da ona gazeteci denmez. Para kazanmak, 3-5 tık daha fazla almak gibi bahaneleri asla geçerli mazeretler olarak göremeyiz. Millete saygısı olmayanın yaptığı işe de saygısı olmaz.
Türk medyasındaki artan çeşitlilik vesayetçilerin gölgesine sığınarak güya gazetecilik yapanları rahatsız ettiğinin farkındayız. Son 40-50 günde yaşanana ellerine fırsat geçince bunların nasıl bir faşist rüzgar estireceklerini görmüş olduk. Kimse kusura bakmasın. Yeni Türkiye’de artık eskiye rağbet kalmamıştır. Darbe bülteni aratmayan, vesayetçilere manşetlerden selam çakılan, anti demokratik güç odaklarına sözcülük yapılan günler eskide kalmış, kötü bir anı olarak maziye karışmıştır.
Demokrasimize güç veren medyanın başımızın üstünde yeri var. Yapıcı eleştiri ve muhalefeti ülkemizde görmek isteriz. Medya sopasına karşı durumuşumuz nettir. Toplum mühendisliğine soyunan medyaya saygı duymayız. Vesayetçilerle mücadelemizi sürdüreceğiz.”