Mehmet Göncü
28 Ağustos 2010
Büyük düşünce adamı Mevlana Celaleddin’i Rumi, aklın ölçü terazisi engin gönüllü, yani tevazu sahibi olmaktır” demektedir.
Gerçekten devlet hizmetinde ister atanmış olsun ister seçilmiş olsun özellikle yönetici konumunda olan kimselerin halka çok yakın olmaları gerekiyor.
Gerekiyor ki, onun sorunlarını yerinde bizzat görerek çözebilsin.
Yaşım gereği olarak ve memuriyetim esnasında yukarıda tarifini yaptığım bir çok çalışkan ve başarılı olmuş yöneticiler tanıdım. Bu gün onları minnet ve şükranla hatırlıyor ve yad ediyorum.
Örneğin; yıllar önce ilimize Şükrü Kocatepe isimli bir Sayın Vali atanmıştı. Bir gün kendisi ile birlikte Çocuk Esirgeme Kurumundaki yetimleri ziyarete gitmiştik. Çocuklara yemekten sonra elma ikram edilmişti. 4-5 yaşlarındaki küçük bir çocuk elindeki elmayı bir türlü ısırarak yiyemiyordu. Ağlayarak Vali beyin yanına geldi ve elmayı verdi. Vali bey de masadaki bıçakla elmayı soydu ve dilim dilim çocuğa yedirdi ve gözyaşlarını da mendili ile sildi. Bu arada Vali bey aynı zamanda diğer çocuklarla da sohbet ediyordu.
Bu durum karşısında, içimden şu ata sözü geçti: “Engin gönüllü olanlarda, şefkat ve merhamet bir kış gününde güneşin yere indiği an gibidir.”
Bakınız bir başka atasözü de, “Sudan aziz, sudan güçlü ve sudan değerli hiçbir şey yokken onun da bir yüzü daima yerdedir ve o da yerden akar.” Demektedir.
Kıymetli okuyucularım. İşte, yukarıda saydığım hasletlere sahip böyle değerli bir yönetici de, halkın arasında gezerek edindiğim intibaya göre, bir hukukçu olan Karaköprü beldemizin Belediye Başkanı Sayın Avukat Nihat Çiftçi beyefendidir. Geçen gece bir gurup basın mensubu arkadaşla teravih namazı sonrası gidip Karaköprü beldemizi gezdik. Belediye işçileri gece yol ve kaldırım çalışmaları yapıyorlardı. Merak ettim ve sordum. Meğer bu Ramazan ayında ve bu çok sıcak geçen günlerde gündüz düşen çalışma performansında işçiler gece çalışarak telafi ediyorlarmış. Sayın başkan da istisnasız bu sıcak günlerde her gece saat sıfır üçlere kadar Belediye hizmetleri için çalışıyormuş.
Bu bilgileri Başkan yanımızda olmadığı için kendisinden almadım. Zaten yaptıkları işleri anlatarak zaman kayıp etme yerine, o sürekli çalışmakla meşgul.
Gördüğüm kadarı ile kurduğu uzman ekiplerle birlikte, bu kadronun yakın bir gelecekte Karaköprü’yü birçok boyutta Urfa’nın bir aynası konumuna getirecektir.
Hakim rüzgarlardan olan Kuzeybatı, yani “Garbi” esintilerinin serinlettiği bu güzel beldeyi bir yaz gecesinde yüksek bir yerden zevkle seyrettikten sonra arkadaşlardan ayrılarak evlerimize dağıldık.
İnşallah bu beldemiz güzel ilimiz Şanlıurfa’nın Büyükşehir olması ile birlikte ilçe konumuna kavuşur.
Ömrüm vefa ederse, yaşamım boyunca tanıdığım bu gibi engin gönüllü ve çalışkan yöneticilerin davranışlarını örnek alsınlar diye çocuklarıma, torunlarıma hep anlatacağım ve kalıcı bir kitap haline getireceğim.
Dürüst ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok olması dileği ile kalın sağlıcakla…