Mehmet Göncü
6 Aralık 2007
Kıymetli okuyucularım, geçen hafta Veysel Karani Mahallesi’ndeki evimizden Abide’ye kadar yürüdüm. Hava çok sıcak olduğu için hem biraz terledim, hem de yoruldum. Bu nedenle, Emirgan karşısı, Yürüyen Merdivenli üstgeçit yanındaki parkta bulunan bir bankta oturdum.
Büyük çam ağaçlarının gölgesinde dinlenirken, hafiften bir rüzgar da çıkınca keyfim tam yerine geldi.
Gözüm bir çift serçeye, yani sığırcık kuşuna takıldı.
Dişi kuş yerde bulduğu yemleri yemeye çalışıyordu. Erkek kuş ise, çeşitli kur yapma hareketleri yaparak, dişi kuşu çiftleşmeye ikna etmeye çalışıyordu. Zaman zaman olduğundan daha büyük görünmeye çalışarak, şişiniyor, siyah yakalığını oynatıyor, dişi kuşa yaklaşıyor, bir türlü sonuç alamıyordu.
Bir ara dişi kuşun yanına, çok yakınına uçarak kondu. Ancak dişi kuş hemen kendisini yanından kovdu. Dikkat ettim, erkek kuş dişi kuştan daha güçlü görünüyordu. Ancak o dişi kuşun sert tavrına karşılık gayet nazik bir şekilde oradan kaçarak cevap veriyordu.
Sevgili okuyucularım, yaşadığım bu küçük olayda gerçekten alınacak çok ders vardı. Demek ki “ZORLA GÜZELLİK OLMUYOR”du..
Ben şahsen bir kez daha anladım ki, eğer doğru okuyabilsek, her sorunun yanıtı tabiat anada vardır.
Dürüst ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok olması dileğiyle kalın sağlıcakla…