Mehmet Göncü
14 Mayıs 2009
Olacak gibi değil. Yeni nesli biz nasıl bir yetiştirdik ki, bazıları bu kadar bilgisiz ve bu kadar duyarsız ve bu kadar da vicdansız olabiliyorlar.
Belki bu köşeden kaç defa oldu yazıyorum; ‘Tüketeceğiniz kadar ekmek alın ve Tüketeceğiniz kadar yemek pişirin” diye!.
Efendim, Benim sözüm kendime geçer diye; hemen hemen her gün desem abartı olmaz, binamızın ön ve arka bahçesini ben temizlerim. Bu arada topladığım çeşitli artık nesneleri çöp bidonuna atarken, poşet poşet bayatlamış ekmek parçalarına rastlarım ve bu nedenle de içim kan ağlar.
Dün de bir küçük kazan kadar pirinç pilavının çöpe atılmış olduğunu görünce bu yazıyı kaleme almayı düşündüm, faydası olacağını ummuyorum ama yine de ben yazayım dedim. Zira, Bu konuda çok yazdım, hatta bir keresinde televizyon kanalından seyircilere yalvararak seslendim. Nafile, yine her boyutta israf devam ediyor. Allah (cc) sonumuzu hayır etsin.
Bu bağlamda bakın üzüntüm ve telaşım niyedir.
Açıklıyayım;
Bu gün dünyanın üçte biri her gün aç yatıyor. Dünyanın yarısı teneke barakalarda ve sallarda yaşıyor. Bu husus hiç kimsenin umurunda bile değil. Buna karşın, dünyanın altıda bir nüfusu ise, israf üstüne israf ediyorlar ve bu korkunç tüketimi sağlayabilmek içinse, hem doğayı, kirletip tahrip ediyorlar, hem sosyal dengeleri alt üst edip, savaşlara sebep oluyorlar, hem de bu cennet gezegeni ızdıraplar dünyası haline getiriyorlar.
İşte bu mevcut israf düzenine katılıp vebal almak istemeyen her akıllı kişi, ürettiği ve ihtiyacı kadar tüketmek zorundadır. Öte yandan; azla yetinmek, hem uygar olmanın ve hem de özgür birey olmanın gereğidir.
Kanımca bir buğday ve bir pirinç tanesinin ne zahmet ve ne emeklerle üretildiğini bilmeyen kimseler çöpe ekmek ve yiyecek atıyorlar. Korkarım böyle giderse, belki kendileri görmez ama çocukları ve torunları mutlaka eninde sonunda bir parça ekmeğe muhtaç hale geleceklerdir.
Dürüst ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok olması dileği ile kalın sağlıcakla…