Mehmet Göncü
20 Mart 2008
Efendim; yazımın başlığını okuyanlar yahu Mehmet kardeş bu teşekkür yazısı da nereden çıktı diyebilirler. Haklıdırlar. Ancak ben de karakterim gereği nerede güzel bir davranış görsem, mutlaka vefa ve kadirbilirlik duygusu ile mutlaka teşekkür ederim.
Yaşamım boyunca, öyle insanlar tanıdım ki ne yaparsan yap ne kadar güzel davranış içinde olursan ol faydasızdır. Bir türlü Teşekkür etmeyi bilmezler, gurur ve kibir burunlarını havaya kaldırmıştır. O nedenle, önündekini yanındakini görmezler bu tipler asla sevilmez. Toplum tarafından nankör olarak tanınırlar. Nitekim Hacı Bektaşi Velide “Kör kimdir” sorusuna “Nankör olandır” demiştir
ışte ben ve benim gibi düşünenler zaman, zaman sohbetlerimizde bahsederiz. Bizi yani Urfa halkını lağım suyu ile sulanan paşa bağı bahçelerindeki pis ve hastalıklı sebzeleri yemekten kurtaran kim? Bu Bahçeler şimdi tertemiz baraj suyu ile sulanıyor. Karakoyun deresi üzerinde köprü yaparak lekler caddesini ipek yola bağlayan ve trafiği bir nebzede olsa rahatlatan kim? Sırrın deresinden temiz su akıtan kim? şuan projesi bitmek üzere olan Cavsak ve karakoyun derelerinde temiz baraj suyu akıtmayı düşünen tasarlayan kim? Mütavazi kişiliği ile sesiz sedasız olarak urfanın tarım hayatını birinci derecede ilgilendiren kanal dranaj su dönüşümü ve enerji üretimi bağlamında ki çalışmaları yapan kim?
Hele bir düşünün ilimizde akan 3 dereden temiz su aktığını hayal edin, derelerin içi temiz 50-60 yıl önceki gibi pırıl, pırıl sular akıyor. Rengarenk çiçekler etrafında halk piknik yapıyor. Benim çocukluğumda bu dereler pırıl, pırıl akardı. şimdiki kullanılmış lastik tekerlekler, çöp yığınları ve iğrenç kokular o zaman yoktu. Ben ve akranlarımdan olan amca çocuklarım çok defa bu derelerde yüzmüşüzdür. H ele Karaköprü de ki bağımızın önünden geçen sonradan Sırrın deresi ile birleşen bu derede hemen, hemen her gün yüzerdik. ışte bizim yaştakilerin çocukluk gençlik yıllarındaki bu güzellikleri geri getirecek proje üreten ve bir kısmını da şu anda gerçekleştiren bir çalışkan ekip var ilimizde. Bu mütevazı ekibin, baş yöneticisi Sayın Valimiz Yusuf Yavaşcan ve işin en önemli sorumlu sahiplerden olan Belediye Başkanımız Sayın Ahmet Eşref Fakıbaba ve işin uzmanı konumunda bulunan DSı bölge müdürümüz Sayın Mustafa Altundal ve yardımcılarına teşekkür etmesek insanı ve vicdani hasletlerden olan vefa ve kadirbilirliğimiz nerede kalır.
Kaldı ki biz teşekkür etmesek de bu değerli insanlar görevlerini eksiksiz yerine, mutlaka getireceklerdir ve getiriyorlar da. Ama Cenap şahabettin’in dediği gibi bir baş ne kadar yüce olursa olsun şefkatten yastığa muhtaçtır. Ve asla unutulmamalıdır ki “marifete iltifata bağlıdır.”
Değerli okuyucularım bugünkü yazımızı da Urfa halkı tarafından sık, sık okunana, şiiri Ziya Paşaya, bestesi Mehmet Özbek’e ait bir gazelle bitirmek istiyorum.
GAZEL
Asafın miktarını bilmez Süleyman olmayan
Bilmez insan kadrini âlemde insan olmayan
Zülfüne dil vermeyen bilmez gönül ahvalini
Anlamaz hali perişanı, perişan olmayan
Rızkına Kani olan gerdune minnet eylemez
Âlemin sultanıdır, muhtacı sultan olmayan
Kim ki haktan korkmaz andan korkar erbab-ı ukul
Her ne isterse yapar haktan hirasan olmayan
ıtiraz eylerse bir nadan Ziya hamuş olur
Çünkü bilmez kadri giriftarı sühendan olmayan
Dürüst ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok olması dileğiyle kalın sağlıcakla…