Git rüzgâr, dostuma onu nasıl sevdiğimi anlat!

Mutluysa usulca gel yanıma…

Mutsuzsa; dostun her zaman yanında diye fısılda kulağına…

Unutmasın, yüreğim daima onunla…

Öykülerle, şiirlerle, şarkılarla; yaşamda defalarca anlatılan dostluk nedir?

Dostluğun dostluğun algılanışı insandan insana; toplumdan topluma ince ayrım farklılıkları gösterebilirken kök aynıdır. Dallar, dalların üzerindekiler ise algılayıcıların yaşam beklentileriyle bağıntılıdır…

Öz dostluk derindir,öz dostluğu çok az insan yaşayabilmiştir…

Çocuklukta, gençlikte, orta yaşlarda, yaşlılıkta sıkça kullanılan sevgi, aşk, arkadaşlık, dostluk ince ayrımlardadır. Karıştırılırsa da olgular,her olgu bir diğerini filizlendirebilir…

Her pencere farklıdır, her pencere farklı oranda açılır sevgiye, aşka, arkadaşlığa, dostluğa; her pencere açıldığı kadar farklılık oluşturur yaşamda…

Düşünceler uyuşabiliyorsa, yürekte her zaman varlıktaysa, zaman önemsizse, uzaklıklar hiçse, menfaat düşünülmüyorsa, gülmekse, hüzünlenmekse, omuza güvenle yaslanabilmekse, sırdaşlıksa, zora düştüğünde zorluğu aşmada her tür çaba karşılıksızca gösterilebiliniyorsa, güvenle kol kola yürünebiliniyorsa, empati ise dostluk dostluktur…

Penceremden irdelediğimi her birey kendi penceresinden aynılıkla, ayrılıkla; çıkarımla, farklı katımlarla irdelemekte özgürdür. Yaşamın güzelliği de, özgürlülüğü de aynılık veya farklılıktadır…

Dostlukta süre yoktur. Aranmazlık sorun edilmezken ”merhaba-selam” cümlelerinin uzakları yakınlaştırma dansıdır, yaşama gülümsemektir, gülümsetebilmektir.

İyi ki varsın, var oldun diyebilmektir…

Yıllarda sosyal yaşamda, internet ortamında dostlukla ilgili yüzlerce düşünümle karşılaşmışızdır. Gülümsemişimdir her düşünceye, saygı demişimdir her düşünceye ve gülümsemişimdir düşünüşümle aynı veya farklı düşünüşlere…

Arkadaşlık, sevgi aşk, dostluk yaşamın dört atlısıdır; yaşamın çekicisidirler değerlendirmesi abartı olarak değerlendirebilindiği gibi değerlendiremeyebilinir de. Arkadaşlık, sevgi, aşk bitebilirken dostluğun özünü özümseyebilmişlerce yeni filizler salınır yaşama…

Düşünce birliği, davranım birliği; uzaklıkların, ayrılıkların umursanmazlığı dostluğun oluşumunda etkendir derken; 12.12.2012’de sayıların dizilimini dillerine dolayanlardan dolayı dostluğu değişikçe değerlendirme.

        Adam ve hayattaki tek arkadaşı köpeği bir köşede birlikte ölmüşlerdi.

         Gökyüzüne çıktıktan sonra bembeyaz bulutlar arasında dolaşmaya başladılar.

         Adam çok susamıştı… Biraz su bulabilmek ümidiyle yürümeye devam ederken birden kendilerini muhteşem bir manzaranın karşısında buldular.

         Rengârenk çiçeklerle süslü bir bahçe, altından yapılmış bir bahçe kapısı ve onları karşılayan beyazlar içinde bir kadın…

         Adam köpeğiyle birlikte kadına yaklaştı ve sordu ‘affedersiniz burası neresi ?’

         Kadın ona gülümsedi : ‘Burası cennet, efendim ’

         Adam bunun üzerine sevinçle ‘Harika ..!!! ’ dedi. ‘Peki bana biraz su verebilir misiniz ? gerçekten çok susadım..’…

         Kadın cevap verdi : ‘Tabi efendim ,içeri girin..içeride dilediğiniz kadar su bulabilirsiniz ’..böylece adam köpeğine döndü , ‘Hadi oglum içeri giriyoruz ’ diyerek kapıya yürüdü..

         Ama kadın onu birden durdurdu: ‘Üzgünüm efendim ,köpeğiniz sizinle giremez..hayvanları içeri almıyoruz ’ dedi..

         Bunun üzerine adam bir an durdu düşündü ve geri dönüp köpeğiyle birlikte geldikleri yolun tam ters yönünde yürümeye  koyuldular..Bir süre geçtikten sonra kendilerine,bu kez tozlu çamurlu yolda buldular ve yolun sonunda karşılarına çiftlik girişini andıran bir kapıyla yırtık pırtık elbiseli bir dede çıktı..

         Adam sordu : ‘Affedersiniz ..bana biraz su verebilir misiniz.??’

Dede ‘İçeri gel ‘’ dedi ..’Kapıdan girdikten sonra sağ tarafta bir çeşme var..’’  Adam sordu : ‘Peki arkadaşımda benimle gelip oradan su içebilir mi ?’

Dede ‘Tabi.. ‘’ dedi.’ İsterseniz köpeğinizin de su içebileceği bir kase bulacaksınız. ..’’ dedi.

Bunun üzerine adam kapıdan içeriye girdi ..biraz yürüdükten sonra sag tarafta çeşmeyi buldu.Adamla  çeşmeden köpekte oracıktaki kaseden doya doya içerek susuzluluklarını giderdiler.

Derken adam geri giderek girişte bekleyen dedeye sordu : ‘Su için cok teşekkür ederim..Peki burası neresi ? ’ dedi.

Dede ‘ Burası cennet ’ dedi.

Bunu duyan adam şaşırdı.’Ama nasıl olur ..? az önce burası gibi kırık dökük olmayan muhteşem bir yere gittik ve orasının da cennet olduğunu söylediler..’ dedi.

Dede ‘ Şu rengarenk çiçeklerle süslü altın kapılı yer mi ? ama  orası cehennem ..’ dedi.

Adam iyice şaşırmıştı : ‘Peki ama orası sizin adınızı kullanarak insanları kandırıyor diye hiçmi kızmıyorsunuz ?’dedi.

Dede gülümsedi : ‘Kızmıyoruz çünkü onlar kendi çıkarı için en iyi arkadaşını yarı yolda bırakanları cennetten uzak tutuyorlar ’ dedi.

 Öykü bu umarım Şanlıurfa halkı sahte cennetlere rağbet etmeyecek tehditlere kulak asmayacak. Dik duran, dürüst, çalışkan başkanını,kısaca dostunu yarı yolda bırakmayacaktır.

Kalın sağlıcakla

email: [email protected]