Siyasette girilen seçim süreci  ile ilgili, aylardır yazıyorum. Hiç yorum yapmadım desem yeridir. Yani kimseye, ne tu- kaka dedim, ya da, şu böyle olursa iyi veya kötü olur dedim.
Sadece duyumlarımı sizlerle paylaştım, birazda tahminlerime yer verdim.
Uğur Esat Akgöl’ün, MHP’den gireceğini, Vedat Melik’in ise CHP’de listeye giremeyeceğini öne sürdüm. CHP’de Mahmut Yıldız’ın ızmir veya ıstanbul’da yer aradığını savunanlara, ‘Hayır Yıldız şanlıurfa birinci sıradır’dedim.En iddialı tezim, Tatlıses’in kesinlikle ama kesinlikle, Urfa’dan aday olmayacağıydı. Olmadı da.
Sadece DTP’nin Bağımsızları konusunda, o konuda da   sadece isimler de yanıldım. şanlıurfa’dan 2 aday gösterileceğini çok uzun süre önce yazmıştım. Kaldı ki benim tahminim olan isimler, son ana kadar oldukça şanslıydılar. Ama bazı kıstaslar ve bu isimlerin önerildiği odaklar, oldukça aleni bir şekilde tartışma konusu olunca, bir geri adımda söz konusu oluverdi. Ve hiç beklenmedik iki aday ortaya çıktı.
Bu arada seçim sonucu ile ilgili olası tablolarda sundum. Açıklanan listelere göre tahminlerimde yanılmayacağım gibi görünüyor. Tablo o kadar net ki anlatamam. Bu yazı ile siyasi yorumlarıma 23 Temmuz’a kadar ara vereceğim.  Ama son sözümü söyleyerek.
Bana göre AKP 4 Milletvekili çıkarır. (DYP Barajı aşarsa). DYP aşamazsa bu rakam beştir. CHP, 2 görünürken (Yine DYP barajı aşamazsa bu rakam 3′ tür) DTP Her türlü halükarda, 2 Bağımsızı da Meclise götürür. MHP’ye gelince bu parti garanti 1 milletvekili çıkarır (DYP barajı aşamazsa ve CHP silik kalırsa, MHP en beklenmedik  sürprizi gerçekleştirip 2 çıkarabilir)
Son sözüm bu.
Aslında bana son sözü söyleten ne biliyormusunuz? Açıklanan listeler ve yerine hala oturtamadığımız taşlar. Bırakın taşları, ben listeleri görünce ayağımızın altından  kumların  kaydığını hissettim. Demek ki boşa kürek çekmiş, hep haybeye yazmış çizmişiz, 4 Haziran akşamına kadar.
Ve artık bir şeyleri değiştiremeyeceğimize göre,  vakitte artık çok geçse, bize veya  en azından bana SUSMAK DÜşER…
Urfa, Dönülmez Akşamın ufkundadır, bir kez daha ve vakit, ne yazık ki, yine çok geçtir. Hayırlı olsun!…