Mahmut Çepoğlu
19 Aralık 2006
En çok sevdiğimiz hayvanlardan biri deveydi. Bir zamanların nakil vasıtası olan deveyi sokakta görünce, çocukluk bu başlardık el çırpmaya. “Deve deve hop deve, kulakları top deve, sakız verdim çiğnedi, mendil verdim oynadı.” şimdi aprona kurban edilmesine hayli üzüldüm. Yani; altı üstü bir deve demeyin, sakın!…Devenin yaşantımızda apayrı bir yeri olduğunu siz de kabulleneceksiniz.
Deve için söylediğimiz çocukça sözler vardı. ınsan deveden düşünce, deve; düşen için dua edermiş. Yer döşek olsun, düşenin incinmesini istemezmiş. Ama eşek üzerinden düşen için “kolu kırılsın, kafası kırılsın” diye beddua edermiş. Aslında bu bizim uydurmamız, gerçekten deveden düşene bir şey olmazdı da, ah o eşekten düşmeler var ya!…şimdi deve kesmek eşekten düşmekten beter oldu.
Modern bir hava alanı apronunda yapılan hizmet uğruna bir devenin inanç değil gösteriş uğruna kurban edilmesi, kanıyla bir ritüellin süslenmesi hangi çağda olduğumuzu sorusunu akla getiriyordu. ınsan haklarının bilinmediği bir ülkede deve hakları nasıl bilinsin ki. Bu memlekette daha tabuları aşamadık.
Hani adamlar özveride bulunuyorlar. Kurbansız olmayacağını, çelenk, basın açıklaması, bildiri vs yerine kan akmasını istemişler. Öteden beri kan akıtmayı severiz de ondan. Kan kırmızısı gelincik, kan kırmızısı karanfil ve kan kırmızısı güllerle büyüyünce, hani kırmızı rengi de sevmiyorsak dersek yalan olur. Her ne kadar develerin kanı kızıl ise de onu söylemek eskiden suçtu.
şimdi develemelere başlayalım. Adım uzun olur, deve gibi deriz. Hani hantal olduğunu la teşbih demesek de olur. Çünkü deve; uysal ve saygın bir hayvandır. Allah var, hepimizi severiz. Uzun boylu dikenlere “deve dikeni” demişiz. Oysa develer şimdiye kadar hiç kimseyi incitmemiş.
Bu kurbanlık deve nasıl bir deve ki, adamı koltuğundan etti. Bu kadar deve dövüşü izledik kimseye bir şey olmadı, bir deve kesmek neye mal oldu, hele bir bakın. Vay dünya vay !… “Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur” sözün biraz açgözlülükten böyle büyük zararlar geleceği. Adamı makamından, mevkisinden edeceği kimin aklına gelirdi. Mübarek adam sende inek kurban edeydin, “Hintliler kızar” diye çekindin. Öküz yani öküz kurban edeydin. Bulamadınsa, bu kadar başbakan, bir o kadar cumhurbaşkanı geldi gitti, herkes koyuna, koça razı oldu, sen bula bula deveyi mi buldun.
Bunlar da amma adamlar. “Halep yolunda deve izi” aramıyorlar gelmişler apronda deve kanını sorguluyorlar. şu basınında hani “deve kini” var desem yeridir. Yazdılar çizdiler, “pireyi deve” ettiler. Bu işler arasında “devede kulak” bir olay. O ne demek demeyin, büyük olayların yanında ufacık önemsiz bir parça bu, başka işiniz mi yok Allah aşkına!….
“Deveye sormuşlar neren eğri, devede dönmüş bana sormayın benim halimi göz önünde, siz deveyi kurban edenlere sorun” demiş. Bence biraz fazla abartılıyor “ yok deve!…” Siz kalkmış “deveye hendek atlatmak” istiyorsunuz, zoru başarmaya yürek ister. Deve kurban etmek ne ki demeyin “devenin pabucu” hayli pahalıya mal oldu.
Uçağı düze çıkarmak kolayda şu “deveyi düze çıkarmak” hayli zor. Güçlükleri gidermek, işleri tıkırına koymak, rahatlamak için biraz bekleyin onu devenin üstünden daha yüksek mevkilerde bulacaksınız.
“Deveden el çektirmek hayatın sonu değil ki, “kervan yolda düzelir” demiş atalar. Yolda deveyi havuduyla yutanlar olduktan sonra zor düzelir. Bakalım kervan yerine varabilecek mi? Etik değerler değil; şöhret uğruna ve bu hurafeler yaşatıldıkça daha neler olur neler…
Adam devenin boynunu kesmek için kesecek yer ararken kulaktan olmuş, bu Allah’tan reva mı? Elindekiyle yetinmeyip deveyi de havuduyla yutmaya kalkışan elindekini kaybedeceğini nereden bilsin. Peki “devenin yerine kim çöker, ancak deve çöker.” Dolaysıyla o koltuğa onun gibi biri çökecek. Bak şu deveye; “derisi eşeğe yük” olurken kanı şimdiye kadar kimseye yük olmamıştı. Adamı yerinden etti. Hani “vay o kervanın başına ki peşengi eşek ola” sözünü niçin söylemişler, biraz düşünmek lazım.
Sen kalk deveyi kurban et, sonra git “çalının arkasına saklan” olmaz böyle bir şey. Vay!… parasını biz verdik, yok devlete fatura ettiler, neyse şimdi kim verdiye gider.