Nejat Karagöz
23 Şubat 2023
Nejat Karagöz
Kebap şişi kalınlığında demirler,
Taşıyıcı kolonları (Dükkân büyüsün diye) kesilen çok katlı mezar odaları,
İmar affına uğramış, nesebi düzeltilmiş kaçak ve kusurlu yapılar,
Betonundan, demirinden, kalıbından, zemininden, duvarından, sıvasından, boyasından, kapısından, penceresinden, fayansından çalınmış yapılar…
Aslında bu çalınanları topladığınızda binlerce, on binlerce insanın hayatına karşılık geliyor.
Birkaç müteahhidi, biri iki çalışanı, mal sahibini tutup hapse atarak bu işi temizlediğini düşünenlerin kesinlikle bildikleri ve fakat gözden kaçırdıkları bir husus daha var: Bu binaların yapılmasına izin veren sistem ve “idarenin adamları”…
Projeyi çizen, mimarın,
Statiği yapan mühendisin,
Kontrol eden görevlinin
Kalıpçının,
Demircinin,
Duvar ustasının,
Sıvacının…
Yani bu ihmale eli değen kim varsa, tümünün yargı önüne çıkarılması gerekmez mi?
Memleketin bir bölümü enkaz haline gelmişken, 13 milyon insanımız bundan en kötü şekilde etkilenmişken, “İşin doğrusu budur!” diye gözümüze sokulan Çin, Japon, Avrupa örnekleri yürekleri soğutuyor, acıları hafifletiyor mu?
Burada yiten canların geri gelmesi mümkün olmadığına, yaşanılan bu acıların telafisi de mümkün bulunmadığına göre, bundan sonrası yapılacak olan nedir?
Hele bir de şu meş’um fay hattının Urfa’dan geçtiğini düşünseniz; (Sadece bir örnek olarak) Akçakale ovasına verilen imar izinlerinin yaratacağı yıkımı, felaketi göz önüne getirebilir misiniz? O kına gibi toprakların orta yerine dikilen binaların kaç bin kişiye mezar olacağını tahmin edebilir misiniz?
Bir iki görevliyi içeri atmak için böyle bir felaket yaşanmasını mı bekleyeceğiz, yoksa şimdiden bu gibi ihmallere kurban edilmiş bütün binalar için gereğini mi yapacağız? Siyaset burada da oy hesabı mı yapacak? Yitirilmesi muhtemel canların hesabı daha doğru ve kalıcı olmaz mıydı?
Yaşadığımız bu iki büyük depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah(tan rahmet ve mağfiret diliyorum. Yakınlarının ve sevenlerinin başı sağ olsun. Yaralılara da acil şifalar diliyorum…