Mehmet Salih ŞANSAL
1 Ağustos 2016
Olağan hali ve
anormal bir süreci aynı anda yaşıyoruz.
15 Temmuz darbe
girişiminden bu yana iki haftadan fazla zaman geçti.
Şöyle olup
bitenleri gözümüzün önüne getirmeye çalışıyoruz da, halen aklımız almıyor.
Halen ‘Halkın
vergileriyle alınan silahlar nasıl halka doğrultulur?’ sorusuna yanıt
bulabilmiş değiliz.
Herkes huzursuz.
Tüm kamu kurumları
fokur fokur kaynıyor.
Valilik, FETÖ/PYD
soruşturması kapsamında açığa alınan kamu çalışanı sayısını 22 Temmuz günü 692
olarak açıklamıştı.
Aradan geçen bir
haftaya aşkın zaman dilimi içinde buna yenileri eklendi.
İlimiz genelinde
bine yakın kişi işinden oldu dersek sanırım abartmış olmayız.
Bir yandan açığa
almalar, diğer yandan gözaltılar…
Süreci yakından
takip ediyoruz.
Endişemiz tüm bu
yaşananların hayatımıza olumsuz yansımasıyla ilgilidir.
*
Eğri oturup doğru
konuşalım; Urfa’da yolu cemaatle
kesişmeyen insan var mı hele bir kendi kendinize sorun.
Sadece eğitim
ayağı bile her şeyi anlatmaya yeter.
Ne ilginçtir ki;
Dün ‘Nasıl olsa iktidarla içli dışlılar. Cemaate yakın olursak sırtımız yere
gelmez, istediğimiz makama yükseliriz. Çocuğumuzu kolayca işe sokarız’ diye
düşünenler, bugün onlarla bir
ilgilerinin olmadığını kanıtlama çabasında.
Ha bire ‘Demokrasi nöbeti’nde çektikleri fotoğrafları paylaşıyorlar.
*
Halka silah
doğrultacak kadar gözü dönebilen bu yapıyla elbetteki mücadele edilecek.
Bunun aksini kimse söyleyemez.
Ama bu mikrop öyle
bir şey ki damarlara sirayet etmiş..
Temizlemek kolay
olmayacak.
Bu süreçte ortaya
çıkacak faturayı toplum olarak hep birlikte ödeyeceğiz.
Geçen gün bir
Doktor arkadaşla konuşuyordum. Kentteki tek Çocuk Gastroenteroloji Uzmanı olan Dr.Uğur Deveci’nin de açığa alınanlar arasında bulunduğunu söyledi ve
ekledi: ‘Suçu ne biliyor musun: ‘Bank Asya’ya para yatırmış. Onu da 17-25
Aralık operasyonu sonrası çekmeye çalışmış ancak başaramamış. Oradan bağlantı
kurmuşlar’
Urfa’da sadece Çocuk
Gastroenterolojisi değil, bir çok branşta zaten doktor açığı var. Bunlara
gözaltı ve görevden almalarla yenileri eklendi.
Suçluysa elbette
cezasını çeksin, ama yaşla kuru bir arada yanmasın.
Çünkü bu beyinler kolay
yetişmiyor.
*
Hükümet kanadından gelen ‘Demokrasi nöbetleri’
7 Ağustos’ta İstanbul Yenikapı’da sona erecek açıklaması yerel yönetimleri
rahatlattı. Nasıl rahatlatmasın ki, günlerdir tüm enerjilerini buraya odaklandırdılar. Tüm Belediye çalışanları görev başındaydı.
Her gün yüzlerce kişiye yemek dağıtıldı, otobüsler ücretsiz hizmet verdi.
Darbe girişimi
sonrası ortaya çıkan topyekün tepki, birlik ve beraberliğin, güçbirliğinin
yanında elbetteki harcanan paraların lafı olmaz.
Yapmamız gereken
şey; bu kazanımları demokratik hayata yansıtmak olmalıdır.
Şu dilimizden
düşürmediğimiz ‘Demokrasi’, aslında uzlaşmadır, farklı düşüncelere saygılı
olmaktır. Aynı görüşte olmayanı ötekileştirmek, dışlamak, ona hakaret etmek asla değildir.
Ayrıca yanlış
yapılan bir şey varsa, bunu sorgulamak demektir demokrasi. O, gönül verdiğin parti bile olsa..
Normalleşmeye
giden yol bu anlayıştan geçiyor.
Var mısınız kendinizi yenilemeye..