Ömer Elçi
25 Aralık 2009
Onlarca yıldır yerel medya elektrik kesintilerini yüzlerce kez gündeme getirse de eski ismiyle TEDAŞ, yeni ismiyle DEDAŞ kimseyi takmıyor…
Takmaz tabi, niye taksın ki; ihalede bastırdığından parayı şimdide almalıdır hakkı olan tahsilatı…
İki damla yağmurda, hafif esintide; kuşların göç mevsimlerinde, gündüzde, gecede; uzatmaya gerek yok yılın her gününde ve gecesinde elektrik kesilse de DEDAŞ haklıdır…
Hakkı ihaleyi alırken almış, Özelleştirme yapılırken vatandaşın mağduriyeti gözetilmemiş. Özelleştirme ihalesine girenler işini sağlama almazsa ihaleye girmez ama bunu vatandaşlar bilmez.
Yazılsa da, tartışılsa da; olumsuzluklardan etkilenenler DEDAŞ firmasını Belediye Başkanına; Valiye, Milletvekillerine basın aracılığıyla şikâyet etse de boş…
Hükümet vermiş haklarını.
Hükümete yetkiyi kim vermiş?
Hükümete oy verip her icraatını gözü kapalı alkışlayanlar…
Voltaj düşüşüyle, yükselişiyle elektronik eşyalarınız yansa da; zırt, pırt günde defalarca elektrik kesilse de ve hani ki dünyada şaşkınlık oluşturacak bir oluşumda Urfa’da 500 bin imza toplanıp Başbakana şikâyet edilse de elektrik sorununa çözüm bulunamaz…
“Atı alan Üsküdar’ı, parayı veren ihaleyi almış; atı biniciye, ihaleyi oy verdiğinize verdirmişsiniz şimdiki serzenişlerinizi kimse gale almaz…
Kaderimize razı olacağız, kesintilerin; voltajlardaki iniş çıkışların fazla olmaması için dua edeceğiz…
Yağmur duası, bereket duası, kısmet duası vb derken Urfalıların bir ilki gerçekleştirip “elektrik duası” yapıyor olmasını cüzdanlarını vicdanlarından daha önemli sayan DEDAŞ dikkate alır mı?
Artık elektrik duamızda var. Elektrik duasını yapan mahalle sakinleri ve din görevlisi elektrik duasını bilmeyenlere de öğretmeli midir?
Elektrik duası elektrik kesintisi yaşayan illerde yaşayanlarca da öğrenilmelidir…
Jeneratör, mum, ışıldak alalım; oluşumlarda başkalarını suçlayacağımıza yıllardaki, gündeki yanlışlıklarımızı irdelerken, kesintilerde dua edelim…
Elektrik kesintilerinde yıllardır ki heket heket laklako,baharda açıyor şakşako…
*
Yıllardır Şanlıurfa’nın eğitim, sağlık, turizm, ulaşım, sosyal yaşam vb daha nice sorununu irdeliyoruz ve buna bağlı olarak irdelediğimiz sorunun çözümü içinde her nedense elimizi taşın altına koymuyoruz…
Heket heket laklako,baharda açar şakşako…
Bir araya gelip iş kuramayız ama bir araya gelip köfte de yeriz, kadayıf da yeriz…
Bir araya gelip Şanlıurfa’nın açmazlarını çözmek için biz felsefesiyle hareket etmeyiz ama bir araya gelip ciğer dürümü yeriz, ayran içeriz…
Bir araya geldiğimizde kıskanırız gelişen ve değişen Antep’i, son yıllarda ise kıskanıyoruz Mardin’i ve de Adıyaman’ı ama başka illerin bizi kıskanacak değişim ve gelişimlerini her nedense bir türlü gerçekleştiremiyoruz…
Eğitimde, sağlıkta, turizmde, ticarette, ulaşımda, sosyal yaşamda en gerilerde olmamızın müsebbipleri bizler değilizdir, bizlere sihir yapan komşu illerdir…
Bizlere gelişim ve değişim geçiren kıskandığımız iller muhakkak ki sihir yapmış olabilirler…
2009da artık bir şey yapamayız ama 2010da kendimizi, yaşadığımız yerleri bir daha harbice gözden geçirelim hasutların sihrini bozalım…
Köfte, kadayıf, ciğer yemeye; ayran içmeye devam 2009a evlada,2010a selam…
Benlik sürdürüldükçe heket heket laklako, Urfa baharlarında daha çokkk açar şakşako…
Şakşako: Gelincik