Bülent Okutan
12 Kasım 2007
Fakıbaba’yı seçildiği günden beri takdir ediyorum. Tüm Urfalılar gibi.
Seçim öncesiydi. Çayımı içmeye gelmişti. Bir gazeteci olarak değil, hizmete susamış bu kentin bir ferdi olarak ;
‘Ahmet Ağbi seçilirsen sadece beledi-yecilik namına gerekeni yap, bu millet se-nin heykelini diker’ demiştim.
Allah var çok şey yaptı.
Ama biraz yap bozculukla.
O yap bozculuk da zaten hala devam ediyor.
Üşenmedi. Kalkıp Kayseri’ye, Malatya’ya ve Konya’ya gitti. Sonuçta bir tıp adamıydı. Bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp dedi. Ve öğrendi bazı şeyleri. Ardından gelip bize tatbik etti. Çoğu tuttu ve biz takdir ettik. Bir kısmı tutmadı, beğenmedik. Düzeltmeye çalıştı. Arada giden dünün milyarları bu günün binlerce lirasını hoş gördük. Çünkü kötü niyet yoktu. Amaç en iyisini sunmaktı.
şimdilerde de bir otogar meselesi çıktı ortaya. Nereye yapılsın diye?Yine bir yaz-boz. Kent Konseyleri toplandı. Otogar esnafı. Vs. vs. vs. Yul Bryner’in Kral ve Ben filmi misali bir sürü V.S.
Allahtan sonunda yer saptandı. Ama çekilen bir çok sancıdan sonra. Yani bebek sezaryenle doğdu.
şimdi burada insan şunu sormaz mı?
Yav Başkan senin hiç mi teknikten anlayan uzman bir ekibin yok. Bu iş şehir Planlama işi. Sen, ben otogarı nereye kurayım diye manifaturacılara, bakkallara, minibüsçülere sormak zorunda mısın?
Senin bir alt kadron var. Bu kadron Ankara ziyaretlerinde yerine vekalet etmek dışında başka bir işe yaramıyor mu Allah aşkına . Yaramıyorsa bunu değiştirmek çok mu zor. Sen onlarla gelmedin ki oraya daha doğrusu millet o kadroyu değil seni seçti.. Lütfen gerekiyorsa bazı reformlara git ve biz Belediye Başkanlığımı, Belediye Danışmanlığımı anlayalım ve o kurumun artık tadına varalım.
Çünkü ortada artık hakikaten yetersiz, pahalı sonuçlar doğuran bir tatsızlık var!…