Deniz Güney
25 Mayıs 2010
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal’a düzenlenen komplonun ardından Baykal’ın istifa etmesi ve Kemal Kılıçtaroğlu’nun genel başkanlığa seçilmesi CHP’yi ateşledi. Herkes bunun adına rüzgâr dedi ben ise daha ilk günden itibaren kendi arkadaş çevremde bunu fitilin ateşlenmesi şeklinde yorumladım. Ateş ya da rüzgâr hiç fark etmez.
İkisi de CHP’ye çok yakışıyor. CHP’nin içten içe daha önceleri küllenmeye yüz tutmuş korun alevlenmesi bir anda solun umudu oldu.
Hiç şüphesiz küllenmeye yüz tutmuş ateşi Kılıçtaroğlu’nun rüzgârı birden alevlendirdi ama CHP’nin tabanında yıllardır beklenen özlemdi bu.
Nazım ne güzel anlatmış demi “Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine” Kısacası CHP tabanın istediği çölün içerisinde bir vaha değil; çölün olmadığı bir yaşamdı. Bunun için şimdi tam zamanı.
Çünkü kurultay küskünleri, kırgınları birleştirdi ve CHP’yi iktidar alternatifi yaptı. CHP’nin iktidar koşusunda bir Urfalı da var. Adı Mehmet Faraç. Mehmet Faraç’ı tanımayan yok. Bırakın Urfa’yı bütün Türkiye onu tanıyor. O Urfa’nın yetiştirdiği önemli bir aydın ve gazeteci.
İktidar koşusunda o da partinin meclis listesine girerek bu rüzgâra ve CHP’nin tabanındaki ateşi alevlendirmeye önümüzdeki günlerde başlayacak.
Urfa’da bu ateş ne kadar alevlenecek ya da bu rüzgâra Urfa ne kadar uyum sağlayacak. Kılıçtaroğlu’nun adaylığını açıklamasıyla Urfa teşkilatı da Kılıçtaroğlu’na tam destek veren illerin başında gelmişti. Kurultayda CHP meclisine Urfa’da sevilen ve iyi bir potansiyeli olan Mehmet Faraç kardeşimizin de listeye girmesi hemşerilerini hiç şüphesiz heyecanlandırdı.
Faraç Urfa’nın yetiştirdiği önemli bir aydın sonuçta. Birikimi son yıllarda televizyonların canlı yayında fark ediliyordu. Faraç içimizden çıkmış biri. Gazeteciliğe Urfa’da başladı. Gazetemiz Hizmet’te de büyük emeği olan biri. Kimliği, dik duruşu ve televizyonların tartışma programlarının vazgeçilmez isimiydi son yıllarda. Öyle ki CHP’nin Parti Meclisi Listesine girdiğini de yine katıldığı bir televizyon canlı yayın programında öğrendi.
Faraç, CHP’nin listesine girmeden öncede bu partiye katkıları olan bir isimdi. Çünkü hatırlarsanız CHP, emniyetten değil Urfalı Faraç’tan terör brifingi almıştı. Yani Faraç partiyi iyi tanıyan bir isim. Şimdi parti meclisinde olmasıyla CHP’ye daha fazla katkı sağlayacağına biz Urfalıların hiç şüphesi yok.
Tabandan yetişmiş şimdi parti tavanına gelmiş olan Faraç, gazeteciliğe 1983 yılında Urfa’da Cumhuriyet muhabiri olarak başlamıştı. Yerel gazete ve radyolarda yöneticilik yapmış, 1995 yılından bu yana İstanbul’da, Cumhuriyet Gazetesi’nin Yurt Haberleri Servisi Şefi olarak görev yapıyordu. Töre ve terör üzerine yazdığı kitaplarıyla dikkatleri üzerine çeken Faraç, özellikle son yıllarda Türkiye’nin her kesim tarafından tanınan bir aydın özeliği ile CHP’nin 33. Kurultayında parti meclisine girdi.
Bir televizyonun canlı yayında konuk olduğu sırada parti meclisine girdiğini öğrenen Faraç, “Vatana Millete Hayırlı Olsun” sözüyle televizyonların ana haber bültenlerine haber konusu oldu. Reytingi yüksek bir aydın olan hemşerimiz Faraç, CHP’nin rüzgârını Urfa’da iyi estirecektir. Faraç yalnızca CHP’nin Urfa yapılanmasına ve rüzgârına katkıda bulunmayacak genel merkezine ve Türkiye’ye de katkıda bulunacaktır.
CHP’nin İktidar yürüyüşündeki Urfalı olarak Türkiye’nin gündeminde uzun süre kalacak ve bilgi birikimini bütün Türkiye ile paylaşmaya devam edecek.
Yolun açık olsun CHP’nin iktidar koşusundaki Urfalı…