Halit Güllüoğlu
24 Kasım 2009
Her yılın 24 Kasımını “Öğretmenler Günü” olarak kutlaıuz..Ancak unutulmaması gereken odur ki;Öğretmenlerin anılması için günler aylar yıllar yetmez.Ancak “ ömür boyu” demek daha doğru olacaktır.
Herkes öğrenci olabilir, amma Öğretmen olamaz..Yani daha açık bir deyimle hepimizin öğretmenlerimiz olmuştur.Bu nedenlerle özelikle İlköğretimde çocuksu olarak anılan “Canım Öğretmenim” hitabı akla geldikçe duygulanır geçmişe gideriz..Bu duygularla Öğretmenler Gününü kutlamalıyız..Hatta istersek Öğretmen ağzıyla “canım öğrencilerim,canım evlatlarım” deyimindeki güzelliği tekrarlayarak. Öğretmenlerimize karşı sevgi saygı ve minnet borcumuz maddi anlamda ödenemez derecededir.Öyleyse her halu karda öğretmen öğrenci ilişkisi candan ve gönüldendir. Bundan dolayı her zaman anılmaya layıktırlar.
Peki o yüce fedakar şefkatli insanları “Öğretmenleri” yılın belirli bir tarihinde gündeme getirmek yeter mi?Elbette ki yetmez.Ancak toplu şekilde geçmişle geleceğimizin eğitim öğretim mimarlarına minnet ve şükranlarımızı sunmak borcumuzu ödemek için bir vesiledir. Her öğrenci için Öğretmeni yaşam boyunca unutulmadığını hatırlamak günün önemi bundan dolayı arttırmaktadır.
Yıllarca her rastlaştığımda elini öpmek şerefine nail olduğumuz öğretmenlerimi rahmetle saygıyla anarım.İlkokullarda Recep ve Şaban Özbek kardeşler Orta Okulda Salih Saraç Muhsin Ergin ve Abdülkadir Dayıoğlu ile Hamit Beyi unutmak hiç mümkün mü.Bunlar Şanlıurfalı hemşerimiz olan Hocalarımızdı. İsmini sıralayacağımız ve halen hayatta olan bir çok başka illerden gelen öğretmenlerimizi de aynı duygularla anarım.Özelikle lise çağında dahi bizi eğitip öğretenleri her zaman hasretle hatırlarım.Keşke hayatta olsalardı da ellerini öpüp hayır dualarını alsaydım derim.O haylazlıklarımızdaki hoş görülerini mahcubiyet içindeki tavrımızı nasıl unutabiliriz.
Her yılın bu gününde Öğretmen ve Öğrencilerin karşılıklı sevgisi duygu seline sebep olur.Bu coşkuyla
sürüp gitmesini temenni ederiz.Amma ne acıdır ki hala çeşitli nedenlerden okula gidemeyen veya gönderilemeyen öğrencilerin varlığı bu güzel günü bazen hüzne de sevk etmektedir.Okuldan mahrum bırakılmanın asla mazereti olamaz.İstersek ekonomik diyelim istersek sosyal veya daha herhangi bir sebep ileriye sürelim.Çünkü her çocuk nasıl anne baba şefkatine muhtaçsa okuma çağına gelmiş her çocuğun da o derece Öğretmene ihtiyacı vardır.
Çağımızda temel eğitim diyerek kreşlerden ve okul öncesi eğitim bakım evlerinden başlayan çocukların öğretmenlerini anmaya kelimeler yetecek mi?
Bu vesile ile Öğretmenler Gününü Kutlarım..