Mehmet Göncü
1 Haziran 2012
Sevgili okuyucularım, bu günkü yazımızın konu başlığındaki beyit Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim Hana aittir.
Ünlü hükümdar, bu gazelin bir kıtasını yazmış ve durmuştur. İkinci kıtanın yazılması için de İmparatorluktaki bütün eyaletlere haber salmış ve bu gazelin tamamlanmasını ilim adamlarından, şairlerden istemiştir. Ayrıca beğeneceği beyitin yazarını da ödüllendireceğini belirtmiştir.
Bu şiirin altını doldurmak isteyen bir çok şairin gönderdiği hiçbir kıtayı beğenmeyen Hünkar, en son Van Müftüsünün gönderdiği yazıyı beğenmiş ve ilgilisini ödüllendirmiştir.
Tamamlanmış şiir şöyledir;
Bütün dünya benim olsa, gamım bitmez nedendir?
Zira cismi insan taa ezelden, gam turabıyla yoğrulmuş bir bedendedir
Kıymetli okuyucularım, dertsiz baş olmaz. Olsa da makbul sayılmaz.
Kapalı kapılar ardında ne dertler vardır ki, kimsenin haberi yoktur.
Bu nedenle; başımıza gelen dertleri aklın rehberliğinde sabırla çözmeye çalışmak ve beterin beteri vardır diye de teselli olmak gerekir.
Bakın koca bir cihan Padişahı birçok dertten ve sorunlardan yakınmaktadır.
Demek ki büyük başın büyük derdi vardır.
Onun için dertleri sabır ve şükürle geçirmek gerekiyor. Bir güzel söz var;
Kendi derdimi dinledim.
Kederimden inledim.
Onun derdini gördüm,
Kendi derdime imrendim
Bana göre, iki gurup insanın derdi yoktur. Biri henüz doğmamış ana karnındadır. İkincisi ise ölmüştür. Mezardadır.
Bu konuda Yüce Peygamber efendimiz şöyle söylemektedir:
“Sıkıntı ve üzüntünüzü gidermek için hasta ve mezarlık ziyaretleri yapınız.”
Ben de çok sıkıldığımda Şanlıurfa Harran kapı’daki Aile mezarlığımızı ziyaret eder, gerçekten teselli olurum.
Dürüst ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok olması dileğiyle kalın sağlıcakla.