Mehmet Göncü
14 Mart 2006
Her Cumartesi ve Pazar günleri halkın sorunlarını dinlemek ve çözümler üretmek için kentin çeşitli mahallelerinde yerel yöneticilerle birlikte incelemelerde bulunan Başkanımız Sayın Dr.Ahmet Eşref Fakıbaba’nın bu hafta da Süleymaniye ve Direkli mahallelerini gezeceğini ve halkı ziyaret edeceğini öğrenince programa ben de katıldım.
Katılma amacım; Süleymaniye Mahallesi’nde bulunan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’na ait sosyal konutların kanalizasyon yapım işinin hangi aşamada olduğunu görmekti.
Gerçekten sosyal konutlarda oturanların en büyük sorunları kanalizasyonlarının olmayışı ve foseptik çukurlarının çok çabuk dolması halidir. Bu manada periyodik olarak Belediye görevlileri vidanjörlerle bu foseptik çukurlarını belli aralıklarla temizleseler de, zaman zaman bu çukurların taştığı ve çevreye pis kokular yaydığı, ayrıca hastalıklara davetiye çıkardığı bir gerçektir. Bu durumu bilen ve acil eylem planında değerlendiren Belediye Başkanımız söz konusu mahalleye, dolayısı ile sosyal konutlara kanalizasyon şebekesinin döşenmesi işini başlatmış, yakın bir gelecekte de bitirme aşamasına getirmiştir.
Yaz gelmeden bu sorunun tamamen çözüleceğinin müjdesini sayın Başkan’dan aldım ve o konutlarda oturanlara da bildirdim.
Bu yazımı okuyanlar, merak edebilirler ve içlerinden kendi kendilerine sorabilirler. Bu köşe yazarı acaba niye sosyal konutlarla ilgileniyor?
Merakınızı gidereyim.
Cenab-ı hak, ahir ömrümde; benim de yoksullukla mücadele ve yoksullara yardım amaçlı bir kuruluş olan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nda Mütevelli Heyet üyesi olarak fahri bir şekilde görev yapmamı nasip etti.
Allah büyük devletimize ve aziz milletimize zeval vermesin.
Bu açıklamadan sonra gelelim yazımızın konu başlığına … Bahse konu olan Pazar günü Sayın Başkan Fakıbaba, tam öğlen saatinde daha önce belirttiğimiz gibi, ekibi ile birlikte sosyal konutlara geldi. Beraberinde getirdiği poşetler içindeki yiyecekleri yoksul çocuklara dağıttı. Bu arada toplanan halkla da sohbet edip sorunlarını dinledi. Görevlilerden bilgi aldı, talimatlar verdi.
Bu gezi tamamen sevgi ve saygıya dayalı, tevazu içinde riyadan gösterişten uzak, samimi bir şekilde gerçekleşti ve bana göre de çok faydalı oldu.
Bilahare bir Belediye kuruluşu olan yaşlı, yoksul ve bakma muhtaç kimselerin kaldığı Huzur evi’ne başkanla birlikte gittik. Başkanın Huzur evi’ne getirdiği meyveler, sıcak ve samimi bir sohbet ortamında ikram edildi. Bu şekilde yalnızların yalnızlıkları bir nebze de olsa giderildi.
Huzur evi ziyaretinden sonra başkan ve ekibi kentin diğer sorunlarıyla ilgilenmek üzere Haşimiye semtine doğru yöneldiler. Ben de hasta bir yoksulun durumunu incelemek üzere elimdeki adrese doğru hareket ettim.