Ömer Elçi
20 Kasım 2009
Bazı hayvanları sevmiyorum! Kimse kusura bakmasın!
1- Tünellerde park lambası ya da farlar yerine dörtlülerini yakan ÖKÜZLERİ,
2- Lastiği patladığında bunu sol şeritte değiştiren DEVELERİ,
3- Bir yaya geçsin diye yavaşladığınız veya durduğunuzda sağınızdan solunuzdan bir de size ters ters bakarak, geçen ÇAKALLARI,
4- Far ayarının ne demek olduğunu bilmeyip ya da ona verilecek 2-3 TLyi servet sanıp arkanızda gözünüzü kamaştıran DAVARLARI,
5- Karda önden çekişli arabasının arka tekerlerine zincir takıp sonra “abi bi el atsana” diye yardım isteyen EŞEKLERİ,
6- Dakikalarca aynalarına bakmadan otobanın sol şeridinde sizin süratinizden en AZ 50-60 km yavaş giderek salınan KOYUNLARI
7- Yeni yıkadığınız arabanızı batırmakla mükellef, cam yıkama fıskiyesini ayarlamaktan aciz BEYGİRLERİ,
8- Arabasında biriktirip çöpe atması gerekenleri yola atan DOMUZLARI,
9- Trafik 2 dakika durdu mu kornaya basan AYILARI,
10- Her yere tüküren LAMALARI,
11- Kapısına geldiği adamın ziline basmaktansa, kornasına basmayı tercih eden SIĞIRLARI…
Sevmiyorum ya…
Saygıdeğer arkadaşım G.K Özkök mailinde yaşadığı ildeki bazı hayvanları sevmediğini belirtirken haksız mı?
Sizlerinde sevmediğini tahmin ediyorum, buna bağlı olarak “Devmediğimiz bu hayvanlar ilimizde inşallah yoktur ve ilimize de başka illerden kovalanmayla gelmezler”
Dileğim Urfa’da yaşayan tüm bireylerin ortak dileği olabilir mi diyorum…
*
Şanlıurfa’da da Türkiye genelinde olduğu gibi yaralama, öldürme ve intihar olayları çoğalmaya başladı.
İktidar ve muhalefet söz yarışında, ben diğer kelimeyi kullanmayı bile hicap sayarken; yönetenler medya karşısında ağızları köpürerek hicap haricilikte yarışıyor…
Dilenciliğe sürükleniş, bilgi kirliliği, kurumsal çatışmalar, güvensizlik; gelecekten umutsuzluk tüm toplumu esir almış ama sayınların tuzu kuru mu kuru…
Umurlarında değil ailelerin, bireylerin savruluşları, toplumsal çalkantıların açmazlarındaki oluşumlar…
Neler yaptırılıyor ve nelere alet edildiğimizin ne yazık ki çoğumuz be haberiz…
Alkışlayalım toplum olarak bizleri bu günlere mahkûm ettirenleri ve seçimler öncesinde verdikleri sözleri yerine getirmeyip ”siyaset” diyenleri daha çok alkışlayalım…
Aşiretçilik zırvalığıyla, cemaat emriyle, bir torba pirince satılıkçığımızla,leş kırıntılarından belki payıma da kemik düşer hayaliyle gelmemesi gereken yerlere getirdiklerimizin;en temeldeyse bizlerin eseridir yaramlalar, gasplar, öldürmeler, intiharlar vb oluşumlar…
Şanlıurfa’da intiharları her açıdan gerçekçi olarak irdeleyeceklerin hazırlayacakları raporları okuyacak ve çözümler için yüreklice mücadele edecek kaç kişi var?
Sayınlar söz veya başka şeyler yarışındayken yazık oluyor her geçen gün geçim zorluğunu daha çok yaşayanlara, çıldıranlara, intihar edenlere…
Oluşumlarımızdan dolayı utanç mı duymalıyız, yoksa iftihar mı etmeliyiz?