Sabri Dişli
13 Mart 2008
Böbreğinizdeki taşı düşürmek istiyorsanız varış saati geçmiş Halk Otobüsüne binin!..
Pes valla… Yani insan yük taşısa, taşıdığı yükün kırılmaması için biraz özen gösterir…
Taşıdığın insansa!(…)
Halk otobüsümüz geç kalmış bir kere… Dernekten ceza yememesi için gaza bastıkça basıyor.
Durması gereken yerde ABS freni…
Yerinden kalkış; havalanan F16 askeri uçağı…
Yolcuların değil böbrek taşı, cümle organları dışarıda şöyle bir gezinti yapıp gerisin geri yerine yerleşiyor.
Hız kesici yerlerde; oturduğun yerden popon şöyle 30 santim havalanıp bir daha koltuğa…
Pöç, bel kemiği, beyin sarsıntısı…
Vücudundaki aza amortisörlerden biri dandikse… Buldun belayı, ömür boyu çekersin. Failin de meçhul olur.
Üstelik rallicimiz hastane hattına çalışan araç…
Hadi babam! Hadi anam! Acele edin!
Gözümün nuru yolcumu indiriyor; yoksa çöplüğe çöp mü atıyor?
Hani toplu taşıma araç sürücülerini eğitmiştik…
şimdi bu araç yöneticisi eğitimlisinden mi?
Allah var, o kadar geç kalmasına rağmen, hiç bir yolcuyu yolda bırakmadı… Binmek isteyen herkesi her yerde durup, aldı.
Tabi dur-kaklarla son durakta yayık ayranı kıvamında iniyorsun…
ındikten sonra belleğine soruyorsun…
Ben neredeyim?
*
DEVLET HASTAHANE BAHÇESı YOKSULLARA KAPANDI.
Devlet Hastanesinin bahçesine park eden araçlardan eskiden ücret alınıyordu…
Kim karar aldıysa isabet buyurup koca bahçeye park eden araçlardan ücret alımını kaldırdı…
Bu defa Hastane bahçesine toplu taşıma araçları sokulmuyor…
Neden?
E, bizim toplu taşıma araçları kural tanımıyor; ondandır herhal…
Yani olan yine “Fakir fukaraya” oldu…
Özel aracı olanlar hastane bahçesinden polikliniklere yakın tıpış-mımış yürürken…
Toplu taşıma aracına binenler, Esentepe’nin tepesine 50 metrelik doruğa tırmanmak ve inmek zorunda kalıyor.
Ya hastane bahçesine hiç araç sokmayın, ya da toplu taşıma araçlarını kurallara uydurup serbest bırakın efendim…
Dar gelirli hasta düşmanıysanız! Sözümüz yok.