Mehmet Göncü
3 Nisan 2008
Hiç mi hiç sevmedim. Ama hiç sevmedim.
Bilerek bir tek karıncayı bile ezmedim.
Bir yudum suyum, bir lokma ekmeğim.
Ve bir kısa yaşam için bu kör talihle her yaşta didindim, ürettim.
Kimseye minnet etmedim, kimseye boyun eğmedim.
Çiçekler hep dallarında kalsın istedim.
Ağacı, kuşu, toprağı, taşı, yağmuru ve de rüzgârı kardeş bildim.
Çalışana, üretene, alın terine sevgi besledim.
Nasırlı ellere helal kazanca emeğe hep saygı gösterdim.
Aşkımı bile uzaktan, sesiz, sedasız ve habersiz sevdim.
Kötüye, kötülüklere, gönlümde bir an olsun yer vermedim
Ancak ve ancak;
Karnındaki pisliğe rağmen,
Boş başak gibi dik ve kibirle gezenleri,
Ben bilirim hastalığına yakalanmış kıskanç dedikoducuları,
Sonradan görme, görgüsüzleri,
Varyemez, bencil, cimrileri,
Çalışmadan, üretmeden asalak gibi yaşayanları,
Yediği ve içtiği kaba tükürenleri,
Kadir bilmez vefasız nankörleri,
Yüzsüzleri ve de bin yüzlüleri,
Tilki gibi kurnaz olan, hilebaz dalaverecileri,
Davul gibi sesi çok, içi boş olanları,
Kedi gibi korkak olduğu halde, aslan gibi kükreyenleri,
Dünya nimetleri için başkalarına boyun eğenleri,
Varsıla yaltaklanıp, yoksulu horlayanları,
Hele, hele iğrenç, şaklaban dalkavukları,
Hiç mi hiç sevmedim, ama hiç sevmedim,
Dürüst ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın, çok olması dileğiyle kalın sağlıcakla…