Mehmet Göncü
7 Mart 2012
Kıymetli okuyucularım, gençliğimden beri yürümeyi çok severim. Bu alışkanlığımı emekli olduktan sonra da sürdürmeye devam ediyorum.
Bu nedenle günlük olarak yaptığım sosyal aktivitelere hep yayan gitmeyi tercih ediyorum.
Dün de aynı şeyi yaptım. İlkin abide kavşağından Hizmet gazetesine kadar yürüdüm. Sayın Mehmet Şansal beyle biraz sohbet ettim. Sonra da çok sevip taktir ettiğim matbaa çalışanlarının da hal ve hatırlarını sorup, ikram ettikleri çayı içtikten sonra gazeteden ayrılıp Halil-ül Rahman’a doğru yürümeye başladım.
Yolda gördüğüm dost ve ahbaplarla ayaküstü kısa sohbetler edip, gönül ve dua almayı çok seviyorum. Bilahare Kara Meydanı camisini geçip Neşet Uçkan’ın eczanesine her gün yaptığım gibi uğradım. Neşet beyle ben yıllarca Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın mütevelli heyeti üyeleri olarak birlikte çalıştık. Yardımsever kişiliğini bildiğim için kendisini kardeşim gibi severim.
İlimizde “Derman baba” olarak da tanınan Neşet Uçkan, kendini hayır işlerine vakıf etmiş mütevazi bir kişiliğe sahiptir.
Bu bağlamda sayısız ödüle layık görülmüş, son olarak da Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan “Vakıf İnsan” ödülü almıştır.
Kendisi Belediyemizin halka hizmet bağlamında örnek alınacak uygulamalarından olan; Mikro kredi, Gıda bank ve İlaç Dağıtım gibi sosyal kuruluşların yanı sıra Belediye Meclisi üyesi olarak da görev yapmaktadır.
O gün Neşet beyi çok sevinçli gördüm. Sebebini sordum, önünde duran bir Lise öğrencisinin taktir ve teşekkür belgesini bana gösterdi; “Çok şükür emeğimiz boşa gitmemiş” dedi.
Neşet bey yakın arkadaşım olduğu için biliyorum. Birçok yoksul aile çocuğuna maddi imkânları çerçevesinde burs verir. Bahse konu öğrenciye de kalacak yer, yiyecek ve okul masraflarını karşılayacak şekilde burs vermiş. Sonuçta bu genç de okuluna başarı ile devam ediyor. Meğer Neşet bey o gün bu nedenle çok sevinçliymiş.
Sevgili okuyucularım, kendini hayır işlerine adamış olan Neşet bey, Belediye Meclis üyelerinin inisiyatiflerine bağlı olarak aylık oturumlarından biri için aldıkları mütevazı ücretlerini yoksul ailelerin eğitim gören çocuklarına burs olarak vermelerini önermiş.
Birçoklarını yakından tanıdığım saygıdeğer Belediye Meclis üyelerinin bu isteğe bağlı teklife olumlu bakacaklarını umuyor ve kendilerine şimdiden teşekkür ediyorum.
Muhterem okuyucularım, bildiğiniz gibi; Veren el alan elden çok çok daha hayırlıdır.
Bakınız bu konuda Tekirdağlı Mustafa Fevzi Efendi ne güzel sözler ifade etmiş;
Başta devlet, dilde himmet, elde fırsat var iken,
Tut elinden düşmüşlerin sana saadet yar iken.
Kimseye baki değil, mülkü devlet sim-u zer.
Bir harap olmuş gönül, yapmaktır hüner.
Dürüst ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok olması dileği ile kalın sağlıcakla…