K. Eren Akalın
15 Eylül 2009
Bir köşe yazarı değilim ben,
Bir hukukçuyum önce,
Belki de en çok bu yüzden seviyorum Bekir Coşkun’u;
Aydın Doğan’
Namussuzların ve yalakaların çoğunlukta olduğu bir ülkede, namussuzluktan ve yalakalıktan uzak durabildiği için.
* * *
Hemen hemen günlük olarak takip ettim yazılarını,
Bazen büyülendim,
Bazen pişman oldum o gün zaman ayırıp köşesini okuduğuma,
Bazen de isyan ettim içimden Bekir Abi oldu mu bu diye !
Ama okumaya devam ettim,
Düşüncelerinin tamamını olmasa da ahlakını sevdim;
99 seçimlerinde oy verdiği Bülent Ecevit’i ve Partisi DSP’yi eleştirirken de,
Hiç oy vermediği Tayyip Erdoğan’ı eleştirirken de.
Şimdi ise, sürgün oldu 17 yıldır bilfiil çalıştığı Hürriyetten.
Yegane kabahati ise muhalif olmak.
Milli gelir kişi başı 5000 doları bulmuş, IMF’ye olan borcumuzu kapatıp ekonomimizi kendimiz yönetir hale gelmişiz, Üniversiteler özgürleşmiş, dokunulmazlıklar kaldırılmış, dış borcumuz sıfırlanmış, 12 Eylül Anayasası değişeli yıllar olmuş, ülkede yolsuzluklardan eser kalmamış, yerden yere vurulan Ecevit hükümetinde
* * *
Şimdilik Habertürk’te yazmaya devam edecek yazılarını Bekir Coşkun,
Önünde iki seçenek var;
Ya göz göre göre yazmayacak, ya da ilerde istese de yazamayacak
Bir sabah uyandığınızda , bir gazete almaya gittiğinizde, Bekir Coşkun’u yada Bekir Coşkun’un köşesini yazacağı bir gazeteyi bulamadığız zaman daha iyi anlayacaksınız Bekir Coşkun’u,
İşte o gün Türkiye ‘Basın Özgürlüğü’ konusunda da Dünya’nın en ileri ülkesi olacak !
Anlayacaksınız anlamasına da , sesinize ses veren olmayacak..