Nejat Karagöz
10 Ocak 2013
Malumunuz, geçenlerde başbakan geldi, bir dizi açılışlar yaptı ve gitti…
O gelmeden dedikoduyu çıkardılar: ”Başbakan gelecek, Sayın Fakıbaba AKP’ye katılacak!”
Fakıbaba cenahından bu dedikoduya bir tepki duymadım ben şahsen.
Ama tahminim bunun olmayacağı yönündeydi.
Bunu, hem Sayın Fakıbaba’nın kişiliği ile duruşu ile bağdaştırmadığımdan, hem de Başbakanın “Bu trenden inen bir daha binemeezzz!” tarzındaki o tarihi (!) konuşmasına dayandırıyordum.
Nitekim bu konunun gündeme bile gelmediğini söyleyenler, bizi haklı çıkardılar. Ama asıl mevzuumuz bu değil elbet.
Sayın Fakıbaba’nın, bu kişiliği, bu duruşu muhafaza ettiği sürece herhangi bir partinin kanatları altına girmesine de gerek bulunmadığını düşünüyorum şahsen.
Hayır, ceket-pantolon muhabbetine girecek değilim.
Ama söylemek istediğim şey şudur:
Arkasında halk desteğinden başka güç bulunmayan, yalnız başına bir adamın kendini halkına bu kadar sevdirip kabul ettirmesi siyaset arenasında zaten yeterince büyük bir başarı sayılmaktadır. Kaldı ki o, kendisine güvenenleri mahcup etmemiş, elinden geldiğince memleketine hizmet etmeyi başarmıştır.
Belediye meclisindeki AKP grubunun dahi bu hizmette katkıları yadsınamaz ama o bu katkılarının Fakıbaba’nın başarısı için olmayıp kendi siyasetleri icabı olduğu da tartışılmaz bir gerçektir! Gene de sağ olsunlar, var olsunlar deriz biz.
Zaten billboardlardaki “Birlikte başarıyoruz!”kadirşinaslığı da bunu pek güzel izah ediyor…
Evet, belediye başkanları hükümetlerle birlikte çalışırlar. Muhalif de olsalar böyledir, yandaş olsalar da böyledir.
Ve vatandaş için de aslolan başarıdır
Sayın Fakıbaba hangi partiye geçer, ya da herhangi bir partiye geçer mi? Bunlar bendenizin ilgi alanımı dışında kalan işler. Ama mesela şu soruyla ilgilenirim: Büyükşehir belediye başkanlığına aday olur mu?
Bu soruya verilecek en doğru cevap bizzat kendilerinin ağzından çıkacaktır; buna şüphe yok. Ama bildiğim, gözlemlediğim ve dahi inandığım şudur ki Sayın Fakıbaba bu işi de hakkıyla yapabilecek donanımdadır ve bunu kanıtlamıştır.
Bu lakırdılar için henüz vaktin erken olduğunu düşünenler/söyleyenler çıkacaktır aranızdan.
Ama şunu söylememiz gerekir ki vatandaş, renksiz ve kokusuz siyasetçiyi sevmez.
Eyyamcıları ise hiç sevmez…