Mehmet Göncü
4 Aralık 2009
Bana göre; yerkürede var olan, memeli canlılar arasında en fazla yaşayan ve de en fazla kavga eden yaratık insanoğludur.
Hayatın sürekliliğini sağlayan ve canlılar arasında meydana gelen değişim ve dönüşüm esnasındaki düzenli enerji nakli, insanın doğaya yerli, yersiz müdahalesi ile ahenksiz birhal almakta ve tüm yaşamı giderek çekilmez bir duruma getirmektedir.
Ben bu yazımda olumsuzluğun yalnız kavga boyutunu ele almayı tasarladım.
Bugün için, dünyanın bir çok bölgesinde insanlar, birbirleri ile, doyumsuz ihtirasları ve kaprisleri nedeni ile savaşmaktadırlar.
Kaldı ki, savaşların galibi de olmaz, her iki taraf da zarar görür.
Bölgemizde yakın geçmişte meydana gelen savaşlara bakalım, İran-Irak savaşında kim zararda?
Her iki tarafta, körfez savaşı neyi çözümledi?
Hiçbir şeyi…
Öte yandan bugünkü Irak’ın işgali ise insanları daha da mutsuz etti.
Filistin’le İsrail her gün birbirlerini boğazlıyorlar.
Niye?
Neden?
İki tarafta tek tanrıya inanmıyorlar mı?
Evet inanıyorlar.
Aynı topraklarda doğmuşlar ve yaşamıyorlar mı?
Evet yaşıyorlar.
Her iki toplumunda dedeleri ataları uzak geçmişte bir değil mi?
Evet birdir.
Birinin adı Abraham, diğerinki İbrahim, Davut Davite, Yusuf Yasefe, Süleyman Salamona dönüşmüş. Söyleyişte lisanda bu da gerçek değil mi?
Evet, aynı mabedin bir duvarı birinin, öteki duvarı öbürünün olduğu gerçeği her gün yaşanmıyor mu?
Evet yaşanıyor.
Her iki halkın üst kimliklerinde şüphesiz ve en sağlam ortak adları ne?
Tek kelime ile İNSAN..
Eee.. Peki neden bu kavga?
Bana göre; birincisi içindeki kavga dürtülerinin, yani şiddet genlerinin anormal çokluğundandır. ikincisi ise, dünyanın büyük silah üreticileri ve tüccarlarının bunları savaştırıyor olmalarıdır. Güncelliği nedeniyle bölgemizdeki olayları incelersek, bunlar Ortadoğu’da İsrail tehdidi ile büyük bir coğrafyada yaşayan ve çok kalabalık bir nüfusa sahip Arap alemini ürkütüp, yeni icad silahlarına Pazar buluyorlar ve satıyorlar. Bu ülkelerin zengin petrol gelirlerini de dolaylı bir şekilde ellerinden alıyorlar. Yoksa isteseler bir günde bu kan ve gözyaşını durdurabilirler. İnancım ve korkum o ki, İsrail’le, Filistin barışsa bile bu tüccarlar Ortadoğu’da yeni yeni savaşlar çıkacaklardır. İşte Irak’ta Irak’ta yaşanan trajedi gözümüzün önünde duruyor.
Bu nedenle, Ortadoğu halkları doğal kaynaklarını çarçur etmemek için başta eğitime önem vermeliler ve artık ayılmalılar.
Savaşı ve nedenlerini sorgulamalılar ve büyük zenginliklerini insanlığın yücelmesi ve mutluluğu için harcamalılar. Hangi koşullarda olursa olsun barışı korusunlar. Zira, barış yaşamın hoş kokulu bir ilkbaharı gibi güzeldir.
Bu güzelliği en anlamlı ve veciz bir şekilde milletimize ve insanlığa armağan eden Büyük önder Atatürk, “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” sözüyle insanlığın kurtuluşunun barışta olacağına yıllar önce işaret etmiştir. Savaş ancak düşman tecavüzünü defetmek için başvurulan son çaredir. Nitekim; İstiklal savaşımızdaki şanlı zaferimiz buna iyi bir örnektir.
Dürüst ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok olması dileğiyle kalın sağlıcakla…